DİBLEĞİ
Konya’nın bazı dağ köylerinde, üstünde bazlama ekmek pişirilen ve pişirme sacı yerine kullanılan; kırmızı toprak çamurundan yapılmış pişirme gereci. İşlevsel olarak toprak sac da denilebilir.
Dibleği köy kadınları tarafından yapılır. Kırmızı toprak, orta gözlü bir elekten geçirilerek elendikten sonra su ile karıştırılıp çamur haline getirilir. Özleşmesi için bir- iki gün serin bir yerde bekletilen çamur, macun kıvamındayken düz bir yere bir parmak kalınlığında yayılır. Bu çamurun üzeri keçi kılı ile kaplandıktan sonra üzerine bir parmak kalınlığında ikinci kat bir çamur yayılır. Böylece sağlamlığı sağlanmış olan dibleği taslağı biraz kuruması için güneşte bekletilir. Islatılmış mala ile her iki yüzü de düzlendikten sonra dibleğinin çapı uzunluğunda bir ipin bir ucuna çivi, diğer ucuna da bıçak bağlanır. Çivili uç merkez olacak noktaya batırılarak ipin uzunluğunca bir daire çizilirken bıçakla da daire düzgünce kesilmiş olur. Yapımı bitmiş olan dibleği gölgede iyice kurutulur, çatlayan yerler olursa ıslak mala ile sıvanır. Kullanıma hazır hale gelen dibleği ocak ya da sacayağı üzerine konularak iyice pişirilip toprak kokusundan arındırıldıktan sonra ekmek pişirmede kullanılır.
Şimdilerde bazı yerlerde hazır olarak satılan bu dibleğiler sayesinde ekmek yanmadan ve daha fazla kabararak her tarafı eşit olarak pişirilmiş olur. Dibleğiler yufka, gözleme pişirmede tercih edilmez.
DİBEK
Buğday ve başka tahılları dövmek, kırmak ya da ezmek için yapılmış içi oyuk kaptır. İşlevine ve gereksinime göre ağaç kütüğünden ya da kayadan oyularak yapılır.
Kayadan oyulan dibek suda haşlanmış buğdaydan pilavlık bulgur yapmada ve tarhana yapılacak buğdayın yarma yapılmasında olmak üzere iki ayrı iş için kullanılır. Bu tür dibekler ya mahalle camilerinin ya da çeşmelerin yanında bulunurlar. “Soku” denilen büyük tokmakları, ya camilerde ya da dibeğin olduğu yere en yakın ailede bulunur. İhtiyaç duyulduğunda oradan alınıp kullanılır ve işi bitince geriye verilir. Köylerde dibekte buğday dövme işini genellikle delikanlılar yaparlar. Şehir içinde genellikle kadınlar tarafından yapılır.
Köylerdeki dibekler genellikle “ayakaltı” denilen merkezi alanlarda olur. Bu yüzden “dibek başı” denilen böyle yerlerde; gençler toplanıp, bir araya gelirler.
Ağaç kütüğünden oyularak yapılmış dibekler taşınabilecek ölçüde olurlar. “Dibek eli” denilen madeni bir tokmağı olur. Her türlü ezme, dövme ve küçültme işlerinde kullanılabilirler.
DİŞ BULGURU ( DİŞ HEDİĞİ – DİŞ BUĞDAYI)
Yaşayıp gelen bir Konya geleneğidir. Diş bulguru komşular ve akrabalar arasındaki kaynaşma ve birlikteliğin en iyi örneklerdendir.
Ailenin bebeği ilk dişini çıkarmaya başladığında yakın akrabalar, komşular, tanıdık olanlar “Filan gün diş bulgurumuz var, buyurun gelin” diyerek davet edilirler. Diş bulguruna davet edilenler çocuk için oyuncak, giyecek gibi hediyeleriyle davet edildikleri eve giderler.
Ev sahibi önceden hazırlanan haşlanmış buğdayı büyükçe bir tepsiye ya da küçük tabaklara koyduktan sonra üzerine dibekte dövülmüş haşhaş ve kenevir karıştırır. Bunun yanında çerez türünden fındık, fıstık, ceviz, şeker leblebi, lokum, leblebi gibi yiyecekler konulduktan sonra konuklara ikram edilir.
Diş bulguru geleneğinde eğlenmek gibi bir amaç olmamasına karşın bazen gençler müzik dinleyebilirler ve istenirse eğlence de yapılabilir.
Bebeğin ilk çıkan dişinin kutlanması amacı güdülen diş bulguru; sade bir yeme içmeyle sonuçlanabileceği gibi, bir tören ortamına da dönüştürülebilir.
Bebeğe süslü giysiler giydirilip ortaya oturtulur. Önüne Kuran, kalem, defter, makas gibi şeyler konulur. Bebek bunlardan birini almak için elini neye uzatırsa o işi yapacağına inanılır. Ortaya konulan siniye diş buğdayı ve kenarlarına çerez cinsi yiyecekler doldurulur. Orada bulunanların en yaşlı kadın ve ya anne tarafından bir avuç haşlanmış buğday alıp bebeğin başına dökülerek iyi dilekler dilenir. Bebeğin başına yapışan buğdaylar renkli bir ipliğe dizilerek bebeğin saçlarına ya da boynuna bağlanır ve bebeğin öteki dişleri de çıkana kadar çıkarılmaz.
DİŞ BULGURUNUN HAZIRLANMASI
Nohut bir gün önceden ayıklanıp su içinde bekletilir. Konya‘da gundullu denilen buğday temizlenip, yıkandıktan sonra büyük bir tencereye konulur, ıslatılmış nohut ve yeterince su ilave edilir. Tencere kapatılıp ateşe konulur. Su fokurdamaya başlayınca ateş biraz kısılarak buğdaylar iyice yumuşayıncaya kadar pişirilir. Piştikten sonra suyu süzülür ve üzerine dövülmüş haşhaş ya da ceviz içi karıştırılarak diğer yiyeceklerle birlikte konuklara ikram edilir.