KONYA’NIN FÎ TARİHİ- 21

Mehmet Gündoğdu

OSMAN DURMUŞ

Konya’nın yüz akı eğitimcilerinden Osman Durmuş’u Pazar günü ikindi namazı sonrasında toprağın kara bağrına emanet ettik. Allah rahmet eylesin, ebedi mekânı cennet olsun. Yakınlarına sabır dileyerek acılarını paylaşıyorum. 82 yaşında yaşama elveda diyen Osman Durmuş, eski dostlarımdan olup hemen her gün Öğretmenevinde bir arada olurduk.

Osman Durmuş, artık sayıları azalmış İvriz Köy Enstitüsü mezunlarındandı. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmen ve müfettiş olarak görev yaptı. Görev yaptığı her yerde sevildi, her ortamda sözü dinlenilen, saygı duyulan birisi oldu. Sakin bir kişiliği olduğundan yaşam boyu asla bağırıp çağırmadı. Okullarda olduğu kadar okul dışında da Halkın aydınlatılmasından yanaydı. Kimseyi üzmeden, kırmadan bu işi başardığına inanıyorum. Öğretmenevinde çok sevdiği bir baranası vardı çoğunlukla onlarla otururdu. Yine çok yakın dostlarından Yılmaz Türkoğlu ve Necati Yılmaz’la sıkça bir araya gelirlerdi.

Perşembe günü emekli öğretmen olan eniştem M. Zeki Avcı’yı kaybetmiştik. Acılarım yeniyken üstüne bir acı daha çöreklendi. Yaşamın asla değiştirilemeyen acı bir kuralı bu, bütün canlılar için ölüm kaçınılmaz; böylece acılar da kaçınılmaz oluyor.

MUARREM EZDER (Dayı)

Divan sazının yaşayan son üstadıdır. Konya Türküleri’ni eksiksiz olarak bilip icra edebilen, Konya baranalarının sevilen dayısı. Dayılığı, kabadayılığından falan değil; udi Ali Korkal’ın (Gömlekçi Ali) dayısı olduğundan ve uzun süre birlikte aynı baranada bulunduklarından dolayıdır. Bugün hala devam eden baranasına “Dayı Grubu” denilmektedir. Asıl mesleği terziliktir. Bir ara babasının yanında demircilik de yapmış ve emekli olmuştur.

1935 yılında Durakfakı mahallesinde doğdu. Müzik hayatına 12 yaşında cura çalarak başladı. Fındık Hüseyin Ağa’dan ders aldı. Kısa sürede kendini yetiştirip Konya baranalarının tanınan ve sevilen bir müzisyeni oldu.

1971 yılında rahmetli Öğretmen Ali Sert’in başkanlığında TRT Ankara Radyosu’nda konser vermek için giden hanende ve sazendelerin içinde bulundu. Yayına çıkmadan önce yaptıkları provayı izleyen radyo sanatçıları ve personeli Konya Türküleri’nin böyle güzel icra edildiklerini hiç görmedikleri için türkülerimize de, türkülerimizi icra edenlere de hayran kaldılar. Bu ekibin içinde Tatar Oğlu Mehmet Ağa, Mevlit Belgen, Mustafa Kazanova, Ahmet Özdemir, solist olarak Nuri Cennet de bulunuyordu. Bu çabalarla Konya Türküleri Türkiye’nin her yanına yayıldı ve sevilerek dinlenildi.

1984 yılında TRT 2. kanal televizyonunda “Elimizden Obamızdan” isimli programda Konya Türküleri’ni başarıyla icra edenler arasında divansazı üstadı Muharrem Ezder de vardı. Bu konser yıllarca unutulmadı, halen zaman- zaman konuşulmaktadır. . Divan sazının Konya’da yaşayan son ustası Yasin Bağcı’yı yetiştirerek “Konya Millicileri” arasına katmıştır.

 Sun TV de “Zirveye Doğru” programlarının sonunda yer alan “Konya Türküleri’nin Millicileri” ile birlikte “Dayı Grubu” içinde bulunmakta.

Halen arkadaşlarıyla birlikte barana ortamlarında da Konya Türküleri’ni icra etmektedir.

İBRAHİM PALAOĞLU

Cura ustası olup “Çekirdekten Yetişme Konya Millicileri”ndendir. 1941 yılında Konya’da doğdu. İlkokulu bitirince cura çalmaya başladı. Kendi kendini yetiştirip Konya ve Karatay baranaları arasında yer alarak, dünden bugüne gelen türkülerimizi yeni kuşaklara aktarmayı bir görev bildi. Kendinden yaşça çok büyük olan; Mazhar Sakman, Tatar Oğlu Mehmet, Avcının Mevlit gibi Konya üstatlarıyla bir arada türkü icra etti.

MUSTAFA YILMAZ(Semazen Mustafa)

Mevlana Anma Törenleri’nde uzun yıllar semazenlik yapmış olup, Konya baranalarının da cura üstatlarındandır. 20 yılı geçkin bir süre Konya Turizm Derneği’nin kadrolu semazenliğini yaptı. Bu görev sırasında dünyanın en uzak ülkelerine kadar giderek sema gösterilerinde yer aldı. Curasıyla ve güzel sesiyle yurt içinde ve yurt dışında Konya’yı hakkıyla tanıtıp, temsil etmiştir.

1950 yılında Konya’da doğdu. Mahmut Şevket Paşa İlkokulu’nda okurken, arkadaşlarının müzikle uğraştıklarını görünce heves edip kendine bir cura alır. Artık curayla kalkıp curayla yatmaya başlar. Ailesi gece gündüz cura sesinden bıktığı için, bir gün ağabeyi iyice kızarak curayı Mustafa’nın kafasında parçalar. Bundan sonra bir bağlama satın alarak komşularının da yardımıyla bağlama çalmayı ve bazı türküleri öğrenir. Ortaokula giderken, okulunda açılan ve hocalığını ünlü Besteci Timur Alpsakarya’nın yaptığı saz kursuna devam eder. Tam anlamıyla yetişmeye başlar. Yılsonunda tiyatro binasında verdikleri konser beğeniyle izlenir. Mustafa Yılmaz bu konserle ilk defa sahneye çıkmış olur. Çok beğenilen bu konserden sonra Gar Aile Gazinosu’na konser vermeye gelen Bedia Akartürk’e sazıyla eşlik eder. Konser vermek için sık- sık Konya’ya gelen Yıldız Ayhan, Saniye Can gibi çok ünlü sanatçıların saz heyetinde kabul görür. Bu konserlerde Ahmet Gazi Ayhan, Şinasi Cihan, Mustafa Özgür, Mehmet Erenler gibi ustalarla birlikte saz heyetlerinde bulunur. Bedia Akartürk Mustafa Yılmaz’ı Ankara’ya götürüp üç ay boyunca konserlerine sazıyla eşlik eder. Askere giden Mustafa Yılmaz tezkere alıp askerliğini bitirdikten sonra hocası Timur Alpsakarya’nın bestelerini plaklara okudu. Londra başta olmak üzere yurt dışında pek çok konserler verdi. Semazen olarak da yurt içinde ve dışında pek çok sema gösterisine katıldı.

1984 yılında TRT 2. kanalın “Elimizden Obamızdan” programının saz heyetinde cura sanatçısı olarak yer aldı.

KEMAL PEKÇAĞLAR

Konya baranalarının ve Konya Türküleri’nin yaşayan en usta “Konya Millicisi” udidir.

1955 yılında Konya’da doğdu. Lise öğrenimi yıllarında müzikle ilgilenmeye başladı. Amcasından cura çalmayı öğrendi. Daha sonra da saz ve ut üzerinde çalışıp, ut da karar kıldı. Necati Çelik’ten nota, makam, usul dersleri aldı. Konya Türküleri’ni Selami Eskilden öğrendi. Bu arada ayakkabı yapmayı da öğrenmiş olduğundan bir süre bu işi yaptı.

Konya Türküleri’nin yanı sıra Türk sanat müziği ve klasik Türk müziği’nde de ustalığını kanıtlamıştır. Çok nadide utlar yapmasıyla da ünlüdür.

Konya Turizm Derneği tarafından düzenlenen Mevlana’yı Anma Törenleri’nde yıllarca saz heyeti içinde bulundu.

Merkez Yetiştirme Yurdu’nda saraç olarak çalışıp emekli olduktan sonra hac görevini de yaptı. Haçtan dönüşünde müziği bırakmadı. Şimdi Konya Huzurevi’nde idareci olarak çalışmaktadır.

Konya baranalarının el üstünde tutulan bir “Konya Millicisidir.” Zaman- Zaman yerel televizyonlarda Konya Türküleri icra etti. Sun TV “Zirveye Doğru” isimli dağcılık ve belgesel programının sonunda yayınlanan “Konya Millicileri” arasında “Çelebi Grubu” içinde yer alarak Konya Türküleri’ni “ağızlı yüzlü” olarak icra etmektedir.

MEHMET SITKI ÜN

“Konya Millicileri” arasında efendiliği ile tanınan Karataylı saz ustalarından olup “Konya Mızrabı”nın hakkını verenlerdendir.” Uzun yıllardır Konya baranalarında ve “kuru muhabbetleri”nde sazıyla Konya Türküleri’ni başarıyla icra etmektedir.

1946 yılında Köprübaşı Mahallesi’nde doğdu. İlkokulu Çukur Mektep’te (Mahmut Şevket Paşa İlkokulu) bitirip, Erkek Sanat Enstitüsü’ne başladı. Öğrenimine ara vererek liseyi dışarıdan okuyup diploma aldı.

Müziğe merak yüzünden, kaval üfleyerek başladı. Komşuları olan bağlama ustası Pırasa Bıyık Göçmen Sabri Dindaş ona ustalık etti. Böylece bağlama çalmaya başladı.

1993 yılında Vakıflar Konya Bölge Müdürlüğü’nden emekli oldu. Ahmet Özdemir, Kemal Pekçağlar, Muharrem Ezder, Abdullah Çelik, Cemil Biniciler, Halil Yılmaz(Âşık Salihi), Mustafa Yılmaz, Şükrü Tavukçugiller, Selçuk Es, Poz Mehmet İlerigiden, Annov Mehmet, M. Ali Çanak, Nuri Cennet, Celalettin ve Ersin Ekentok, Muammer Eröz, Mazhar Sakman, Yasin Bağcı, Köksal Tosun, Saim Kayhan gibi seçkin “Konya Millicileri”yle birlikte Konya Türküleri’ni icra ederek; Konya Kültürü’ne hizmet edip devamlılığını sağlamada katkıda bulundu.

Son yıllarda, Sun TV  “Zirveye Doğru” programının sonunda yer alan “Çelebi Grubu”ndaki “Konya Millicileri” ile birlikte sürekli olarak “çalıp çığırarak” Konya Kültürü’ne hizmet etmektedir.