Prof. Dr. Ekrem Buğra Ekinci tarafından yazılan Türkiye'nin Cezalı Şehirleri başlıklı bir makale dikkatimi çektiğinden sizlerle paylaşmak istedim.
Bu makalede; isyanlar, siyasi kavgalar ya da oy kaygılarından dolayı bazı illerin cezalandırılarak; devletin, bu illere yatırım yapmadığından söz edilmektedir. Çoğu halk arasında söylentilere dayanılarak yazılmış bu makalede Konya'nın ismi en başta gelmektedir. Makalede yazılanlara göre; Bursa, Yozgat, Bilecik, Kütahya, Kırşehir, Maraş, Rize, Tunceli, Düzce, Zile, menemen gibi yerler de cezalandırılmıştır. İlk başta Konya'nın yer aldığı sıralamada Konya için şunlar yazılmıştır:
"KONYA- İki defa patlak veren ve zor bastırılan Konya isyanı, bu şehrin kara listeye alınmasına sebebiyet vermiştir. Türkiye'nin en büyük vilayeti Konya'da bulunmazken; Konya'nın kazası kadar şehirlerde sivil havaalanı vardır. Üstelik Konya'da devlete ait fabrika yok denecek kadar azdır. Yani devletten yeterince destek alamamıştır. Bugün bile Konya'daki fabrikaların tamamı hususi sektöre aittir. Sağ iktidarlar da, Zaten Konya çantada keklik diyerek yatırım yapmamıştır. Yani Konya, Bursa gibi kendi kendine zengin olmuştur. Ayrıca Konya'daki heykelin yüzünün istasyona, sırtının ise şehre dönük oluşu, bazılarınca Atatürk'ün şehre küskünlüğü olarak tefsir edilmiştir."
Konya'da zor bastırılan iki isyanın olduğu doğrudur. Ancak Konya halkının bu isyanlara katılmadığı, isyanların bazı çıkarcılar tarafından yapıldığı ve isyanlara katılanların kandırıldıkları da bilinen bir gerçektir. Bu yüzden Konya halkı suçlanmamıştır, ceza da almamıştır. Kurtuluş Savaşı öncesinde basın olarak Milli Mücadele'ye en büyük desteği Konya vermiştir. Kurtuluş Savaşı sırasında hem can olarak, hem mal olarak, hem de lojistik destek olarak Konya üstüne düşen fedakârlıkları fazlasıyla yerine getirmiştir.
Devletin Konya'ya yatırım yapmadığı da yanlış bir değerlendirmedir. Çünkü şeker fabrikası, motor fabrikası, çimento fabrikası, krom manyezit fabrikası, et kombinası, gibi tesisler yıllarca halka hizmet verdiler. Üstelik Himmet Ölçmen, Altınapa barajı gibi barajlar yapıldı. Yani devlet hiçbir zaman Konya'yı cezalandırmadı. Ama Konya milletvekilleri gereği kadar Konya ile ilgilenmedikleri için ya da istemeyi bilmedikleri için pek çok tesis Konya'dan başka yerlere kaçmıştır.
Atatürk heykelinin yüzünün istasyondan tarafa dönük olarak yapılmasına gelince "Atatürk'ün Konya'ya küstüğü" sanısı tamamen uydurmadır. Çünkü Konya'daki heykel, Atatürk'ün sağlığında yapılan ikinci heykeldir. Şehir yöneticileri heykelin yüzünün ne tarafta olacağı konusunda tartışırlar ve bir karar veremezler. Atatürk Konya'ya geldiğinde kendisine sorarlar. Atatürk "Ben karışmam, şehir yöneticileri daha iyisini bilir" diyerek fikrini söylemez. Şehir yöneticileri heykelin yüzünün istasyondan tarafa bakmasında anlaşırlar. Çünkü o zamanın tek ulaşım aracı olan trendir. Şehre trenle gelenlerin ilk bakışta dikkatlerini çekmek için Atatürk heykelinin yüzü istasyona bakmaktadır.