İki soruya iki yanıt

Mehmet Gündoğdu

5- 6 yıl öncesinde sıkça sorulan iki önemli soru vardı. Aylarca yıllarca tartışıldığı halde kimse işin içinden bir türlü çıkamadı. Son iki yıldır bu sorular unutuldu, gündemden düştü, tartışılmıyor. “Türkiye Somali olur mu?” sorusu ile “Türkiye’de toplumsal patlama ne zaman olur ya da neden olmuyor?” Bu iki soru kadar bu soruların yanıtları da önemlidir. 

Türkiye’de henüz toplumsal bir patlamanın olacağı yok. Olmasını da istemiyoruz. Halk katmanlarına baktığımızda seçimlerin ilginç sonuçları ortaya çıkıyor. Ancak seçmen çoğunluğu kendisini temsil eden partilere oy vermiyorlar. 

Varlıklılar birtakım ayrıcalıklarından dolayı hem 11 yıllık hükümetten hem yaşantılarından memnunlar. Yani üç seçimdir olduğu gibi yine İktidar partisine oy verecekler. Küçük esnaf, üretici köylü, memur, işçi ise krediler ve kredi kartları yardımıyla iyi kötü geçinip gidiyorlar. Onlar da iktidarda olan partiye oy verecekler. İşsiz güçsüzlerin yanında adına fukara denilenler yıllardır devletin, aşevlerinin, vakıfların yani halkın sırtından geçiniyorlar. “İktidar değişirse halimiz nice olur?” kaygısıyla onlar da üç seçimdir oy verdikleri iktidar partisine oy verecekler. Yani halkın büyük kesimi bu günkü hükümetten memnun görünüp, kendi katmanını temsil edenlere oy vermiyor. Böylece Kimi korkusundan, kimi makam kaygısından, kimi altın yumurtlayan tavuğun elinden gitmesini istemediğinden zoraki bir memnunluk içindeler. Bu değerlendirmeler geneldir. Değişebilir de, değişmeyebilir de.

Hiç kimse yarının ne olacağını düşünmüyor. Hiç kimse devletin temel yapısının bozulduğunun ayırtına varmak istemiyor. Yolsuzluk, rüşvet, ihaleye fesat karıştırmalara herkes kendi çıkar açısından bakıp “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” düşüncesinde. Oysa dönüp dolaşıp kabak kendi başında patlıyor. Bu koşullar altında nasıl toplumsal patlama olabilir? 

Devleti temsil eden birisi çıkıp “Anayasa”nın 138.maddesine uyulmuyor. Bu madde çökertildi” dedi. Bu itiraf Türkiye’de hukuk diye bir şey kalmadığının itirafından başka ne olabilir? Anayasa’nın 22- 25- 26- 28. Maddelerine uymak istemeyen hükümet her gün yeni bir düzenleme yapma yoluna gidiyor. Yaptıkları ve yapmaya çalıştıkları düzenlemeler anayasaya 180 derece aykırıyken kimsenin sesi çıkmıyor. Çünkü çoğunluk bu düzenlemelerin, kısıtlamaların kendilerini ilgilendirmediğini düşünerek yanılıyor. Bu ortam içinde nasıl toplumsal uyanış ya da toplumsal patlama olsun? 

Halkın çoğunluğu; cebinden çıkan paraya, iğneden ipliğe gelen zamlara, enflasyon yüzdesine, aldığı düşük maaşa değil de; başbakanın her gün söylediği kalkınma, lider ülke olma sözlerine inanıyor. Ya da inanmış görünüyor. 

Yani toplumsal patlamadan şimdilik çok uzaktayız. Yineleyeyim böyle karışıklıkların olmasını da istemeyiz. Toplumsal patlamalar; neden ve sonuçları ne olursa olsun, iyi sonuçlar vermez. Böyle patlamalar toplumun bireylerini birbirine düşman eder. İşte o zaman Somali örneği gibi kanlı sonuçlar ortaya çıkar. Sonuç olarak da; sağ kalabilmiş olanlar, hangi saftan olurlarsa olsunlar asla umduklarını bulamazlar. 

Asla görmek istemediğimiz başka şeyler de var. Satırlı, bıçaklı, silahlı öğrenci olayları, mahalle baskısı ya da kışkırtmalar sonunda ortaya çıkan sonuçlar, bazı fanatik tarikatçıların ve mezhepçilerin ortaya çıkardığı olaylar… Toplumu Somali örneğine götürebilecek olaylar işte bu olaylardır. Son aylarda bu tür olaylar çok sık yaşanmaya başladı. Son örneğini de bir üniversitede çıkan öğrenci olaylarında gördük.

Siyasetin asla giremeyeceği; camileri ve okulları siyasetin içine çektiği için böyle olaylardan birinci derecede bu hükümet sorumludur. Yani hükümet, görünen tehlikelere zemin hazırlamıştır. Tehlike yalnızca bu kadar da değildir. Etnik milliyetçilik son yıllarda hortlatıldı. Türk, Kürt ve öteki etnik milliyetçiler sürekli olarak kışkırtılıyorlar. Bu kışkırtmaların sonu bölünmeye belki daha kötü olaylara kadar gidebilir. Onun için hükümetin de, hangi etnik kökene sahip olursa olsun her vatandaşın da çok dikkatli olmaları gerekir. Somali örneği tehlikeleri uzaklaştırmanın en birinci yolu da budur. 

Yazarla iletişim GSM. 05053214840