Gariban Şair Ziya Osman Saba

Mehmet Gündoğdu

Şiirimizin altın taçlı şairlerinden Ziya Osman Saba, bu dünyadan ayrılalı tamı tamına 60 yıl olmuş. Çoktan unutulmuş, en azından unutulmaya yüz tutmuş Ziya Osman Saba; 47 yaşında bu dünyaya elveda dedi. Geriye güzel şiirler ve öyküler bıraktı. Yıllardır adının anılmadığını, şiirlerinin okunmadığını düşünüyorum. Mezarı bile kayıp olup gitmiş, gariban bir şairin edebiyat çevresinde adı geçmez oldu. Ölüm yıldönümlerinde hiç anılmadı. Zaten birkaç kitabı Ölümünden sonra yayımlanmıştı. Kitaplarının yeni baskıları yapılmadı. Şairin arkasından yazı yazanların sayısı (belki de) on- yirmiyi geçmez. Şairin dergi ve kitaplara girmemiş şiirleri Konur Ertop tarafından derlenerek, Bıraktığım İstanbul ismiyle 2005 yılında Alkım Yayınevi tarafından basıldı..
1910 yılında İstanbul’da doğan şairin ilk şiirleri 17 yaşındayken o zamanın en ünlü dergisi olan Servet-i Fünun’da yayımlandı. Yine bu yıllarda Cahit Sıtkı Tarancı ile tanışınca hem eşsiz bir dostluk kuruldu, hem şiirde yeni bir akım ortaya çıktı, hem de edebiyat dünyasına mektuplar türünden Cahit Sıtkı Tarancı-Ziya’ya Mektuplar isimli kendi küçük, içeriği çok büyük bir yapıt girmiş oldu.
Henüz 18 yaşındayken 6 lise arkadaşıyla birlikte Yedi Meşale isimli 7 imzalı bir şiir kitabı yayımladılar. Kitaptaki şiirler dikkat çekmeye başlayınca edebiyat dünyasının eşiğini zorlayarak Yedi Meşale dergisini kurdular. Bu derginin Kurucuları; Ziya Osman Saba, Yaşar Nabi, Sabri Esat, Cevdet Kudret, Vasfi Mahir, Muammer Lütfi, Kenan Hulusi Yedi Meşaleciler olarak anılmaya başlandı. Bu kümeleşmeyle edebiyat ve şiirde Yedi Meşaleciler akımı da ortaya çıkmış oldu. Milliyet ve İçtihat gazetelerinde bir süre yazdıktan sonra; Yaşar Nabi’nin kurduğu Varlık dergisinin şairleri arasına girdi. Cumhuriyet gazetesinde çalışırken hukuk fakültesini bitirdi ve uzun yıllar banka personeli olarak çalıştı. 1945’de İstanbul’a dönerek MEB basımevinde düzeltmen oldu. 1950 yılında kalp krizi geçirdiği için işten ayrılıp, evinde Varlık dergisinin yayımlayacağı kitapların ön hazırlıklarını yaparak geçimini sağlarken 1957 yılında yaşamı sona erdi. Nefes Almak isimli şiir kitabını kendisi hazırlamış ama basıldığını görememiştir
Geriye kalan yapıtları: 7 İmzalı ortak kitap Yedi Meşale, Sebil Ve Güvercinler, Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Nefes Almak, 2005’de ilk kez yayımlanan Bıraktığım İstanbul.
Ziya Osman Saba adıyla ilk kez ortaokul Türkçe ders kitabında karşılaştım. Ders kitabındaki şiirini sevdim. Ancak kitaplarını okumam birkaç yıl sonra oldu. Şiirle yatıp kalktığım o ilk gençlik yıllarımda Ziya Osman Saba’yı kendime yakın bulup, şiirlerinden çok esinlendim. 1960- 70’li yılların şiir güldestelerinde ve her yıl 365 günlük sayfaların güzel şiirlerle doldurulduğu Ajans- Türk takvimlerinde Ziya Osman Saba’ya da çokça yer verilirdi.
Ziya Osman Saba; İnsanlık ve yurt sevgisi, gurbet, özlem, hasret, yaşama sevinci gibi konuları dizelere döken en iyi şairlerimizden birisidir. Küçük şeylerden mutlu olan, kendi halince gariban, kimseye kin garez duymayan, giyimi kuşamıyla, konuşmasıyla çok efendi bir adam olduğu hep söylenilir. Yaşamı çok kısa oldu, uzun yaşasaydı yaşamına çok daha güzel şiirler sığdırabilecekti.
 Ebedi mekanı cennet olsun.