Yeryüzünde tam 200 milyon insanın ana dili olan Türkçe; günümüzde yaygın olarak konuşulan ve yazılan çok eski dillerden biri. Dilbilimcilerin yeni bir ayırımı ile 6 ana lehçeyle ve uzak lehçeden oluşan bir dil olarak tanımlanan Türkçe; Arap, Kiril ve Latin abeceleri ile yazılmaktadır.
Yeryüzünün birbirinden oldukça uzak yerlerinde yaşayan Türk kökenli insanlar, aynı dilin lehçelerini konuşsalar da; iş yazıma gelince gözle görülür bir kopukluk baş gösteriyor. Türk dünyasından gelen eğitim, hars (kültür) ve yazın (edebiyat) insanları hep birlik- beraberlik üstüne iletiler sunsalar bile; iş yazım birliğine gelince duraksamak zorunda kalıyorlar. Yeryüzünde üç ayrı abecesel harf sistemi kullanan Türk kökenli insanların birbirleriyle yazılı olarak anlaşmaları hayli güçtür. Azerbaycan gibi ülkeler kademeli olarak Latin abecesine geçmeye hazırlanırlarken Çin ve uzak doğudaki Türk kökenliler bulundukları devletlerin baskılarıyla abecesel harf sistemlerini değiştiremiyorlar.
Birçok lehçede farklı yerlerin Türk kökenli insanları birbirleriyle konuşma yazışmalarda çok kolay anlaşabilirlerken, bazılarıyla hiç anlaşamadıkları bilinen bir gerçektir. Bu olumsuzlukların önüne geçmek için Türkçenin çok iyi işlenip geliştirilmesi ve abecesel harf sisteminde birlik gerekir. En önemli sorun bu iki ana maddede yatmaktadır. Bazı ağızların yok oldukları ve bazı lehçelerin az kullanıldıkları da göz önüne alındığında sorunun çözüm yollarını daha kolay buluruz.
Yeryüzünde en saf Türkçe olarak Kıpçakça ve Türkiye Türkçesi görülüyor. Onun için ana hedef Kıpçakça ile Türkiye Türkçesinin yeryüzündeki Türk dünyasına yaygınlaştırılması gerek. Oysa Azerbaycan basın yayın organlarında Türkiye Türkçesini yasaklamıştır. Bu, Türk birliğine büyük bir darbedir. Bu hatadan vazgeçilmeli ve hemen Latin abecesel harf sistemi kabul edilmelidir. Görünen o ki; yeryüzünde yaşayan Türkçe konuşanların çoğunun eğilimi de bu yöndedir.
Her geçen gün yeryüzünde birçok dil başka dillerin etkisiyle silinip gidiyor. Bir dilin başka bir dilin etkisiyle silinmesi önce kültür emperyalizmi olmak üzere pek çok belâyı da getirir. O zaman da ulusalcılığın yerini küreselcilik alır ki işin bu tarafı daha önemli sorunları getirir. Yeryüzüne her yönüyle egemen olan birkaç ülkenin dili bütün yeryüzünde dolaşıp durdukça bunlar karşısında güçsüz kalan diller silinir gider. Gerek Türk dünyasında gerekse Türkiye’de Türkçe de bu tehlikelerle karşı karşıyadır.
Bütün bunları göz önüne alarak Türkiye Türkçesine sahip çıkmamız, çok iyi işlememiz ve geliştirmemiz gerekiyor. Bu görev ise öncelikli olarak aydınlara, yazarlara, ozanlara düşüyor. Gelin Türkçemize sahip çıkalım.