Davgana, Beyşehir ilçesinin tarihi önemi olan Doğanbey bucak merkezinin eski ismidir. Davgana Luwi Dili’nde tava anlamına geldiği gibi, bu çevrede özel olarak yapılan uzun boyunlu ve kulpsuz su kabına da davgana denilmektedir. Bazı vakfiyelerde Tavgana, Taygana olarak kayıtlara geçmiştir. Halk arasında köy isminin, Davgana çorbası olarak bilinen çorbadan geldiği ve bununda bir söylenceden ortaya çıktığı söylenilir.
Doğanbey sınırları içinde bulunan Kale ardı denilen yerde Davgana Kalesi olarak bilinen bir kalenin kalıntıları vardır. Kale ve çevresinde yapılan yüzeysel araştırmalardan bu kalenin Helenistik döneme ait olduğu anlaşılmıştır. Ancak bu bölgede ilk yerleşimlerin daha eski tarihlere uzandığı sanılıyor.
İlk adı İpsile (Épsile) olan Davgana, Yıldırım Beyazıt zamanında Göçü’ye bağlı bir köydü ve şehzade hassasıydı. Köy nüfusunun çoğu Müslüman, pek azı da Hıristiyan’dı. Bu Hıristiyan nüfusun çoğunun isimleri Türkçe olup, tamamen bulundukları Türk topluluğuna asimile olmuşlardı.
Konya ve çevresine yerleştirilen Oğuz boylarından olan Bayatların üç oymağından ikisi: Doğanlı ve Doğanlar olup; totemleri de doğan kuşudur. Doğanbey ismi ve bugünkü halkının kökü, Oğuzlardan gelmektedir.
Bucak merkezinin doğusunda 2334 metre yüksekliğindeki Elenkirt, Erenkilit, Erengürüh gibi isimlerle bilinen dağ; çevrede kutsal bir dağ olarak kabul edilmektedir. Dağın Ana- kız Tepesinde ziyaret yeri olarak bilinen iki mezar vardır. Bu dağın çeşitli tepelerinde basit taşlardan yapılmış odacıklar, Kurban Kuyusu denilen bir adak yeri de bulunmaktadır.
Karadağ’dan gelen Bereket Suyu üzerindeki köprüler dikkat çekici mimariye sahiptirler.
Tarihi medrese ve eğitim kurumları yok olmuşlarsa da tarihi çeşme ve su kaynakları halen kullanılmaktadır.
DAVGANA TESTİSİ
Uzun boyunlu, kabaca sülün kuşuna benzetilen, sapsız bir tür su testisidir. Eski adı Davgana olan Doğanbey’de yapılmasından dolayı davgana denildiği gibi, bu özel testiden su dökülürken suyun lık- lıka sesi çıkarmasından dolayı lıklıka da denilmektedir.
Doğanbey çevresinin çanak, çömlek ve testi yapmaya elverişli olan kırmızı toprağı içindeki madensel filizler, pişirilmiş çamurdan yapılan her türlü imalatın; sağlamlığını ve süzülgenliğini artırıp içinde bulunan gıdaların bozulmamasını, suyun soğuk kalmasını sağladığından eski Konya halkı tarafından Davgana imalatı toprak kaplar tercih edilirdi.
Ağzı hafifçe yayvan ve oluklu olan davgananın; kıvrımlarla süslenerek, döküldüğü zaman hoş bir ses çıkaran uzun bir boynu vardır. Gövde kısmı nargile şişesine benzer ve sapsızdır.
Davganaların en güzel örnekleri İlkçağ eserlerinin bulunduğu müzelerde görülmektedir.