Çok yazık ki halkın çoğunluğu gerçek dini de bilmiyor, İslam’ı da anlamıyor. Sevap kazanacağım derken affedilmeyecek günahlara sürüklenenler pek çok. Paragöz cüppeliler sayesinde her gün İslam’dan uzaklaşıp cahil halkı şirke bulaştırmanın acı örneklerini görüyoruz. Aklı başında Müslümanların uyarılarına da kulak asan olmuyor. Bizim paragöz cüppeliler aynen Ortaçağ papazları gibi parayla cennet satıyorlar hiç kimse çıkıp tepki göstermiyor.
Bu sütunlarda zaman- zaman bu acı gerçekleri ayetleriyle, kanıtlarıyla dile getirdim; ne din adamlarından, ne müftülerden hiç ses çıkmadı. Müslüman geçinenler bile tepki vermediler. Bu tepkisizliklerde İslam adına acı vericidir.
Aşure günü geldi; şarlatanlara, hurafecilere, uydurma hadisçilere, kafa karıştırıcı cahillere gün doğdu. Şarlatanlığın bu kadarına da, bu uydurmalara da inananlara da pes doğrusu. Aşure günü ve gecesinde yapılmak için bazı reçeteler sunanlar var. Kaynakları, uydurma hadis ve söylentiler. Kuran ayetleri gözardı edilip 777 derde ve sıkıntıya deva diye aşure günü ve gecesinde yapılacak bazı uygulamaların ayrıntılarına girmeden bir göz atalım. “Fakirlik görmemek için, günahların affı için, imanlı olarak ölmek için, rızık bolluğu için, niyet ve hayırlı isteklerin kabulü için, her derde şifa için, kabir azabı görmemek için…” Her bir konu için şu okunacak, bu üflenecek, şu yazılacak… gibi reçeteler uzayıp gidiyor. Şunu her Müslüman iyice bilsin ki Ramazan ayından ve Kadir gecesinden başka kutsal ay ve gece yoktur. Aşure günü gibi kutlamalar da gelenekselleşmiş olan uygulamalardan başka bir özelliği ve dinsel bir değeri olmayan gün ve gecelerdir. Kuran’a göre her ay ve her gece hayırlıdır, kutsaldır. Bunun böyle bilinmesinde yarar var. Dini kullanarak geçim sağlayan cüppeli takımının ne bu dünyada yeri vardır ne öteki dünyada. Bu dünyada işleri iş, keyifleri yerinde ama öteki dünyada hesap günü gelince ne halt edecekler bilmiyorum. Orada yalan dolan yok, kimseden kimseye kefillik yok, kimseden kimseye bir şefaat gelmeyecek, kimse kimseyi kurtaramayacak … Ya siz cüppeliler, öteki dünyada siz ne halt edeceksiniz?
Mutlaka haberiniz vardır ve gülüp geçmişsinizdir. Cüppeli Ahmet Ünlü önce yanmaz kefeni icat etti, şimdi de bir TV kanalında aynı rezillikleri sürdürerek para kazanıyor. Kefen içine konulacak yazılar öleni kabir azabından koruyacakmış, terliği şerif denilen şey peygamberi rüyada gösterirmiş, bilmem ne muskası bilmem ne derdine devaymış, sakalı şerifin şöyle fazileti varmış, bilmem ne duasını şu kadar okuyanın bütün günahları affolunacakmış… Cüppeli Ahmet bunları da satıyor, cennetten köşk de satıyor. Malın iyisi burada, taklitlerinden sakının!
Bu rezalet bu kadarla da kalmıyor. Yurt içinden ve dışarıdan yayın yapan en az yirmi televizyon kanalında bu rezalet, bu İslam dışılıklar sürüp gidiyor. Cahil halk bunlara inandıkça ve cüppeliler para kazandıkça İslam dini, din olmaktan çıkarılıp kazanç kapısı haline getiriliyor. Bunlara inanan da bilmeden dinden çıkıp günah bataklığına saplanıyor.
Ey Diyanet, ey müftüler, ey din adamları, ey vaizler! Gerçek İslam’ın içinde böyle rezaletlerin olmadığını ne zaman halka açıklayacaksınız? Diyanet işleri böyle rezaletler için neden bir açıklama ve yasak getirmiyor?