Ulusça bir Cumhuriyet Bayramı daha kutladık. Birçok yerde olduğu gibi Konya'daki resmi bayram törenleri sönük geçti. Devletin âdet yerini bulsun cinsinden kutladığı Cumhuriyet Bayramı'na halk sokakta sahip çıktı.
Anıt Kabir bir kez daha ziyaretçilerle doldu taştı. Başta büyük şehirler olmak üzere Türkiye'nin pek çok yerinde Cumhuriyet Yürüyüşleri düzenlendi. Birlik ve dirliğin çok önemli olduğu şu son günlerde; halk birlik olup, bayrağına ve cumhuriyetine sahip çıktı.
Konya'daki Cumhuriyet Yürüyüşü öğleden sonra saat ikide kutlama konuşmalarıyla başladı. 26 sivil toplum kuruluşu ve vatandaşların kalabalık katılımlarıyla Anıt Alanı'nda saygı duruşundan sonra İstiklal Marşı okunup çelenk konulmasıyla son buldu.
Bu yürüyüşte gözümüze çarpan ilk şey; her şeyi, her siyasi çekişmeyi bir yana bırakan halkın cumhuriyet ve cumhuriyetin getirdiği değerler için bir araya gelip toplanmasıydı. Bebekler kucakta, küçük çocuklar omuzlarda taşındı. Seksen yaşını geçmiş vatandaşlar gençlerin kollarına girip yürüyüşe katıldılar. Yürüyüşte herkesin yüzünden birer sevinç, birer umut okunuyordu. Herkesin Umudu enerji dolu gençlerdi. Cumhuriyet için yürüyenler, henüz her şeyin bitmediğinin bilincindeydiler. Cumhuriyeti korumak, kollamak, yeniden çağdaş çekidüzen vermek için yapılacak işler henüz bitmemişti.
Konya'da düzenlenen Cumhuriyet Yürüyüşü'nden şu sonucu çıkarmalı; bu gün, particilik, ayrımcılık günü değil; cumhuriyetin ve cumhuriyetin getirdiği değerlerin tehlike düştüğü son günlerde herkesin, her kesimin birlik içinde olma günüdür.
Söz konusu vatan, bayrak ve tam bağımsızlıksa gerisi ayrıntıdır. 1970'li yıllarda birbirlerine kurşun atanlar bugün cumhuriyet, bayrak, vatan için bir arada yürüyorlar. Ne güzel. Devletimiz ve vatanımız üzerine kurulan tuzaklar artık net olarak görülmektedir. Bu yüzden her kesimden herkes bir araya gelip bu tuzaklara düşmemek için cumhuriyete, bayrağa, vatana bir kez daha sahip çıkıyorlar.
Geçmişteki bütün kavgalar unutuldu, savaş baltaları toprağa gömüldü, şimdi barış çubuğu içiliyor. Ne güzel. Bu birliğin devamı gelsin, gelmeli. Şimdi; siyasi görüşler, ayrıntılar, partiler, siyasetle uğraşan vatandaşlar her bir şeyi bir yana atarak bu birlikteliğin sürekliliğini sağlamak zorundalar.
Sakın ola ki hiç kimse unutmasın; bu toprakların sınırları insan kanıyla çizildi. Bu topraklar için çok acı çekildi, çok ağır bedeller ödendi. Kimsenin "bana ne?" demek gibi bir hakkı yok. Herkes birlik olup vatanına, cumhuriyetine, rengini şehit kanlarından almış bayrağına sahip çıkacak. Hiç kimse sıfatı ne olursa olsun Türkiye üzerinde kumar oynama hakkına sahip değildir. Sıfatı ne olursa olsun hiç kimsenin, sınırları şehit kanıyla çizilmiş toprakları gözden çıkarma hakkına sahip değildir. Bu topraklarda yaşayan herkes tuzaklara düşmeden, bölünüp parçalanmadan, barış içinde bir arada yaşamalıdır. Aksi halde tuzaklara düşülür. Emperyalist küresel güçler türlü oyunlarla bu tuzakları kuruyorlarsa birlik içinde olmayışımızdandır. Bu birliği kuralım, bu topraklarda kan dökülmesin, acılar yaşanmasın.