1960- 70’li yıllarda en çok eleştirilen, en çok karikatürü çizilen, en çok gülmece konusu yapılan unutulmaz siyasetçi, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel bugün aramızda yok. Isparta- İslamköy’de başlayan 91 yıllık bir yaşam Ankara’da noktalandı. Türkiye O’nun elinden, özellikle Milliyetçi Cephe dönemlerinde epeyce çektiyse de olumlu pek çok çalışmaları da oldu. Kendisine “barajlar kralı” dedirten merhum Süleyman Demirel’in gönüllerde yaşayacağına ve unutulmayacağına inanıyorum. Bizlere de Allah rahmet eylesin demek düşüyor.
1960’lı yılların ilk yarısında halk arasındaki adı “Çoban Süllü”ydü, 1980 sonrasında kendisine verilen siyaset yasağı kaldırılınca yeniden siyasete girdi ve bu kez halk tarafından “Baba” olarak benimsendi. Hatta bir zaman geldi; halk zamanın iktidarından bıkıp “kurtar bizi baba” bile demeye başladı. Ecevit hükümetleri zamanında yağ, benzin, mazot, mutfak tüpü bulunmaz olduğunda mitinglerde yaptığı “yağ vaa mı, mazot vaa mı, benzin vaa da biz mi içtik?” ya da “Dün dündü bugün bu gün” gibi esprilerini unutmadık. Süleyman Demirel yeğeni Yahya ve amcasından çok çekti. Adları yolsuzluklara karıştıysa da yargı önüne çıkarılmadılar. Ama her şeye karşın devleti soyup soğana da çevirmedi. Yeri geldiğinde ağırlığını koydu, yeri geldiğinde kimseyi dinlemedi. Son devlet görevi olan cumhurbaşkanlığını tarafsız ve anayasaya uygun olarak yerine getirdi. Merhum Demirel’in çok sevdiğim ve takdir ettiğim bir yönü vardır. Onca yıl karikatürleri çizildi, gülmece dergilerinin kapak konusu oldu, hakkında çok yazıldı çizildi ama hiç kimseyi mahkemeye vermedi, hiç kimseye kin beslemedi, hiçbir basın yayın organına baskı yapmadı, basın emekçilerini kovdurmadı… Partisi ve kendisi hakkında pek çok eleştiri yazıları yazanlardan birisi de benim. 1976- 80 arası on bin basılan günlük Konya’nın Sesi gazetesinde neler yazmadım ki? Kim ne derse desin o yıllar gerçekten acı yıllardı, can güvenliği falan yoktu, her gün beş on kişi öldürülüyordu ama şimdikinden çok demokrasi vardı. Sıkıyönetim ilan edilen illerde bile (TRT ve bazı istisnalar dışında) basın yayın organlarına hiçbir baskı söz konusu değildi. Miting meydanlarında en çok izlediğim iki siyasi liderden birisiydi.
Merhum Demirel’in köyünden ve ilkokul arkadaşı olan bir dava vekili tanıdım. Kızları bizim evde kiracı olduğundan sıkça gelir saatlerce konuşurduk. O anlatırdı. Okul uzak olduğu için Süleyman Demirel okula eşekle gider gelirmiş, okulda çok çalışkan ve hırslıymış, babası da at alır satarmış. Süleyman Demirel siyasete atılınca sınıf arkadaşı olan dava vekiliyle parti yüzünden araları açılmış. O yıllarda CHP’nin ocak- bucak başkanı olan dava vekili, mahalle baskısıyla çok zor günler yaşamış. Bu dava vekilinden Demirel hakkında çok şeyler, çok anılar dinlemiş olsam da yerimizin sınırlı oluşundan dolayı yazamıyorum.
91 yıllık yaşamı boyunca ağırlığını korumuş bir siyasetçi olan merhum Demirel Otobüsün camından elini uzatır ulaşabildiği herkesin elini sıkardı. 1979 yılında beş milletvekilliği için seçim yapılacak. Bir akşamüstü hava kararırken Demirel Konya’da konuşma yapacak, ertesi gün de Ecevit gelecek. Valiliğin önünde Adalet partililer toplanmışlar. Karşı tarafta, Şerafettin Cami önündeki alanı da CHP’li gençler doldurmuş. Arada polisler var. Her iki tarafta birbirlerine bağırıp çağırıyorlar ama kavga yok. Bu kargaşa içinde Demirel’in otobüsü alana girdi, Demirel başını camdan dışarıya çıkarıp şapkasını bizlere doğru sallarken CHP’li gençler “yuh” çekmeye başlamasınlar mı? Demirel, önce şaşırdı sonra hiçbir şey olmamış gibi başını camdan çekip yerine oturdu. Her iki yandaki kalabalık dağılmadı ama bir saldırı olmadı ve polis işe hiç karışmadı. Demirel’in Konya mitinglerinde muhalefet seslerin yükseldiğine, sövülüp- sayıldığına, yuhalandığına çok tanıklık ettim ama Demirel susar tezahüratlar kesilince hiçbir şey olmamış gibi konuşmasına devam ederdi.
Başbakanken olsun cumhurbaşkanıyken olsun Mevlana’yı anma törenlerine mutlaka gelir; propaganda falan yapmadan, ona buna çatmadan ciddi bir şekilde konuşmasını yaparak büyük alkış alırdı.
Tam bir halk siyasetçisi olan Süleyman Demirel’e bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum.