ÇIKMAZ SOKAĞIN SON KÖŞESİ!1

Mehmet Gündoğdu

Hükümet kurma aşamasında birçok formül konuşulurken beceriksiz muhalefetin liderleri yine topu birbirlerine attılar. MHP, hükümeti CHP- AKP kursun; CHP, AKP- MHP kursun diyorlar. Bahçeli “Millet bize ana muhalefet görevi verdi, bu görevi yerine getireceğiz” derken Kılıçdaroğlu hükümeti MHP’nin kurmasını istiyor. Kim ne derse desin RTE ve AKP’nin çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de böyle bir muhalefet, böyle bir seçmen kitlesi oluşturulmuşsa RTE ve AKP gerçekten çok şanslıdır.

Seçim sonucunda madem böyle bir tablo ortaya çıktıysa, seçim bir iktidarsızlık getirmişse ve muhalefet kendi aralarında anlaşamıyorlarsa yapılacak bir şey var ki bence en mantıklı çözüm de budur. Dört parti bir araya gelip aldıkları oy oranlarına göre milletvekili vererek ve aralarında anlaşarak geçici bir hükümet kurabilirlerdi. Bu formüle sıcak bakılmadığından yeni formüller aranmak isteniyor. Ancak bu formüller de hükümet sorununu çözecek cinsten değil. Şu anda gündeme gelen formüllerden birisi geçici olmak koşuluyla AKP’nin MHP desteğiyle azınlık hükümeti kurması ki bu gerçekleşirse erken seçim süresi uzatılabilir. AKP en çok bunu istiyor. Eğer erken seçime gidilirse sonucun fazla değişmeyeceği ortada. Böyle bir durumda her parti kendisine yakın güçlü partiyi desteklemeleri bekleniyor. Bu formülle AKP, SP birlikteliğiyle oy toplayıp kendi başına iktidar olabileceği düşünülse de tam tersi de olabilir. Ancak böyle birlikteliklerin bir sonuç vermediğini daha önce gördük. Son yerel seçimlerde bu taktik gündeme getirildiyse de MHP oyunbozanlık yaptı. Örneğin Konya’da CHP’liler MHP adayını desteklerken Ankara’nın güçlü CHP adayını MHP desteklemedi. Yani MHP’ye güven olmuyor. MHP her zaman her şeyi yapabileceğini defalarca gösterdi.

Muhalefet partileri açısından bakılırsa; Türkiye’nin sorumluluklarını yüklenmek oldukça güç ve siyaseten risklidir. Muhalefet partileri bu bu riski göze alamıyorlar. Çünkü sorunlar hemen çözülüverecek sorunlar değil. Bu ülkede en az 60 yıldır çözülmeyen sorunlar var. Bu ülkede 60 yıldır çözülmemiş sorunlara 60 yılın sorunlarından çok yeni sorunlar eklendi. Son yıllarda bütün sistemler kilitlenip çökme noktasına getirilmişken, bu sorunları birkaç ay ya da birkaç yılda çözüvermek olasılığı hiç yok. Türkiye’de yıllardan bu yana günü kurtarma siyaseti izlendiğinden çözüm şöyle dursun yeni sorunlar ortaya çıkıyor. 

Son 60 yılın gazete belgeliklerine bakınız; 60 yıldır binlerce sorunun çözülmediğini görürsünüz. Hükümetlerin günü birlik- günü kurtarma siyasetleriyle Türkiye sorunlara çözüm aramamıştır. Çözüm için güçlü ve bağımsız iktidarların oluşturulması gerekirken halk güçlü görünen ama dışarıya ve kendi çıkarlarına bağlı olan bağımlı siyasileri seçmiştir. Son seçimden çıkan sonuç yalnızca partilerin oy oranlarını değiştirmekten başka bir işe yaramadı. Türkiye’nin iç ve dış siyasetine başta ABD olmak üzere CIA, MOSSAD, para tüccarları falan yön vermekteyken bağımsız bir iç ve dış siyaset düşünmek saf dillik olur. Bu durum yıllardır böyle. Belki umutluyuz ama değişeceği de yok gibi.