Siyasetin, adaletin ve kuyumcunun tartıları çok hassastır. Bu üç tartı da en küçük hatayı af etmez. Bu üç tartıda ölçü tutturulmazsa ya tartıcıların kendileri ya da karşı taraftakiler mutlaka zarar görürler.
Bildiğiniz gibi dama ve satranç oyunları şansa değil; akıl, bilgi, taktik oyunlarıdır. Bu oyunlarda gözden kaçan en küçük bir hata oyuncuya taş yedirtir. Oyuncunun birisi bir taktik kurup bir- iki taşını yedirtir tek taktikle üç- dört taşı yiyebilir.
Sözü şuraya getirmek istiyorum. Bugün Orta Doğuda yaşananlar da böyle bir oyundur. Son günlerde Mısır, Irak, Suriye çok karışıklıklar yaşadı. Şu anda Irak’ta bir terör örgütü büyük şehirleri ele geçirmiş ve iktidarını ilan etmiş durumdadır. Amerika’nın beceremediği böl- parçala- yönet işini terör örgütü IŞİD yapmaya çalışmaktadır. IŞİD militanlarının Türk konsolosluğunu basarak konsolosluk personeli ve birçok nakliyeciyi gözaltına alması ile Türkiye’de bu oyunun içine sokulmuş oldu.
Kendilerine Irak Şam İslam Devleti adını veren bu örgütte; yalnızca Saddam’ın eski generalleri değil, birçok ülkeden bu iş için getirilmiş militanlarda bulunmaktadır. IŞİD Suudi Arabistan ve Katar sermayesi ile kurulup başta Amerika olmak üzere İngiltere ve Fransa tarafından palazlandırılarak Irak’ın başına bela edilmiştir. Bildiğiniz gibi; Şu ana kadar Irak’ta biri merkezi öteki Kürt yönetimi olmak üzere iki başlı bir yönetim bulunmaktaydı. Şu anda bir üçüncü olarak IŞİD yönetime katılmaya çalışıyor.
Güneydoğu sınırımızda ortaya çıkan bu gelişmelerden sonra Türkiye’nin dış siyasette kuracağı taktik çok fazla önem kazanmaktadır. En küçük hatayı bile kabul etmeyecek kadar önemli olan Türkiye’nin Orta Doğu siyaseti Türkiye’yi savaşa sokabilir, Türkiye olayları görmemezlikten gelebilir ya da siyasal İslam adına kan dökülmeye sessiz kalabilir. Bu Türkiye hükümetinin bileceği bir iş, ancak; Hükümetin izlediği ve izleyeceği Orta Doğu siyaseti Türkiye’nin yakın geleceğini de çok fazlasıyla ilgilendirmekte.
Bu bölgede uzun yıllardır yalnız kalan Kerkük Ve diğer şehirlerin Türkmenleri arada ezilmektedirler. Kimlikleri ve tapuları yakıldı, seçimlerde oy kullanma hakları ellerinden alındı ve adeta sığınmacı göçmen haline getirildiler. Başta Türkiye olmak üzere diğer Türk devletleri Irak Türkmenlerini korumadılar, korumak için adım atmadılar ve çözüm üretmeye yanaşmadılar. Oysa bu bölgede herkesin bir koruyucusu olmuştur, halen de vardır. Türkmenler ise bir başınadırlar ve halen sahip çıkan birileri yok.
Ortadoğu bölgesinde Irak, Suriye gibi ülkelerde yaşananlar hep petrol paylaşımı üstünedir. Bütün siyasetler böl parçala, yönet ve ele geçir siyasetidir. Oysaki Irak ve Suriye petrollerinin her damlasında binlerce Mehmetçiğin kanı vardır. Bütün bunlara karşın bu oyunları bozabilecek akıllı ve cesur birileri çıkmıyor ve bu yüzden Orta Doğu hep kan selleriyle boğuşmak zorunda kalıyor. Orta Doğuda kaynayan bu cadı kazanlarının ateşi hiç sönmeyecek gibi görünüyor.