Cirit oyunu, her ne kadar Türklerin bir ata sporu olarak biliniyorsa da; kökeni avcılık, atların ve binicilerinin süvari savaşı öncesi “hamlık atmak için” yaptıkları talim ve idmanlara dayanmaktadır.
Bilindiği gibi Türkler savaşçı ve göçebe oldukları için atı, kadını ve silahı kutsal sayarak hemen- hemen bütün destanlarına katmışlardır. Bu yüzden ciridin Orta Asya Türkleri tarafından Anadolu’ya getirildiği yaygın bir düşüncedir. Anadolu’nun pek çok yerinde yapılan kazılarda cirit benzeri oyun ya da talim sahnelerinin resmedildiği belge niteliğinde bazı materyaller bulunmuştur. Bu bulgulardan; Orta Asya’daki Anadolu göçlerinden çok öncelerinde bu spor ya da av ve savaş talimlerinin Anadolu’da bilinip yapıldığı ortaya çıkmaktadır. Anadolu ilk yerli halkının Ön Türkler olduğu, yerli halkın tarihin ilk çağlarında bile Türkçe konuşup yazdıkları da son yıllardaki gelişmelerle kesinlik kazanmıştır. (Bu konuda geniş bilgi için bakınız: Kazım Mirşan: Proto- Türkçe Yazıtlar, 1970 ve Alfabetik Yazının Başlangıcı, 1993)
Cirit Anadolu’nun belli bölgelerinde ve özellikle ata meraklı olan Tatar, Çerkez, Kıpçak, Karaçay gibi Türk boylarının yoğun olarak bulundukları yerlerde bilinir ve yaygındır.
Örneğin; Konya merkezi ve köyleri ciride pek yakın değildirler. Halen Konya ve köylerinde ciritle ilgili aktif bir kulüp, aktif bir çalışma yoktur. Ancak son yıllarda Aksaray Yolu üzerine bir hipodrom yapılmıştır ve burada da sadece koşu atları yarıştırılmaktadır. Yani meraklıları dışında Konya halkının at ile ilgili bir yakınlığı kalmamıştır.
OSMANLI DÖNEMİNDE KONYA’DA CİRİT
Cirit 16. Yüzyılda bir savaş oyunu olarak Osmanlı’da kabul görmüş, tehlikesinden dolayı bir ara yasaklanmışsa da ciritten vazgeçilmemiştir. 18 ve 19. Yüzyıllarda Osmanlı sarayının gözde savaş talimi, gösteri sanatı ve sporu olarak ilgi görmüştür.
Osmanlı’nın son dönemi ile cumhuriyetin ilk otuz- kırk yılında Konya’daki paralı ailelerin düğünlerine Sille’den efe giysili seğmenler getirilir; evin önünde uygun boş arazi varsa seğmenler burada cirit oynarlardı. Varlıklı aileler para karşılığı düğüne katılan seğmenlerin ve ciritçilerin çokluğu ile övünürlerdi. Düğün evinin önünde uygun ve boş arazi olmazsa; ciritçi seğmenler at üstünde kısa gösteriler yaparak gelin alayı içine katılırlardı.
Bu düğünlerin yanı sıra; sünnet düğünlerinde, asker, hacı uğurlama ve karşılamalarında, ulusal bayramlarda seğmenlere ve ciritçilere çok işler düşerdi.
KONYA’DA İLK CİRİT ŞÖLENİ
Konya’da çok çeşitli nedenlerden dolayı bu gelenek unutulunca, yeterli ilgi de kalmadığından; 1972 yılında Konya Turizm Derneği; Feyzi Halıcı önderliği, dernek üyesi Muhlis Özdemir’in teknik organizesiyle geniş katılımlı ve halka açık olarak aslına uygun bir şekilde Bayburt ve Erzurum ciritçilerinin katıldığı bir cirit oyunu şöleni düzenledi. Bu cirit oyunları gerek izleyenlerin, gerekse yaygın basın yayın organlarının çok ilgisini çekti. Konya’da cirit oyunları Konya Turizm Derneği tarafından sonraki yıllarda da yapıldı.
CİRİT ATININ SEÇİMİ VE KOŞUMLARININ ÖZELLİKLERİ
Her binek ve koşum atı ile cirit oynanmaz. Koşu atlarıyla da cirit oynanmaz. Bir koşu atı en az iki yıl eğitildikten sonra cirit atı olabilir.
Cirit atları; çevik, anlık hareket ve manevralar yapabilen, üstündeki ciritçinin vücut hareketine göre hareket edebilen atlardan seçilerek eğitilirler. Cirit atları; gem ve dizginle değil, üstündeki ciritçinin vücudunu bir tarafa eğip, bacağıyla atın karnına bastırmasıyla yönlendirilirler. Cirit atı koşarak rakibine yaklaşmayı, rakibinden kaçmayı, duracağı yeri kendisi bilir ve bu alışkanlığından dolayı ciritçinin fazla bir müdahalesine gerek kalmaz.
Cirit atı önce renkli püskül, nazar boncuğu, ayna gibi nesnelerle süslenir. Ciride çıkarılacak atın beline keçe konulup üstü eyerlenir. Cirit atının eyer kaşı normalden yüksek olur ki ciritçi öne eğildiğinde karnına destek olsun. Eyeri bağlayıp sıkıştıran kantarma; çok sağlam ve iki yanlı çubuk kantarma olur. Cirit alanı çamurluysa atların kuyrukları düğümlenip bağlanır.
Bütün bunların yanında ciritçinin de iyi yetişmiş olması gereklidir. Aksi halde, sakatlanma ya da ölüm gibi durumların ortaya çıkma riski artar.
CİRİT ATININ HAZIRLANMASI
Daha önce idman görerek “hamlığını atan” cirit atına yem ve su verilmez. Cirit oyunu başlamadan önce 1- 2 saat koşturulduktan sonra teri alınır, kaşağı ve gebre ile masajı yapılıp kasları rahatlatılır. Atın üstüne rehavet çökmemesi için biraz dolaştırıldıktan sonra cirit oyununa hazır hale getirilir.
CİRİT SOPALARININ ÖZELLİKLERİ
Cirit oyununda rakibin üstüne fırlatılan ince daldan yapılmış sopalar, yörelere göre; cirit, çavgan, çevgen, değnek gibi isimler alırlar. Bu sopaların özellikleri de yörelere göre değişebilir. Uzunluğu 70- 100- 110 cm. boyunda olmak üzere üç çeşittir. En çok kullanılanı ve standart sayılabilecek geçerli ölçü 100 cm. uzunluğu olandır. Kavak, meşe, hurma ağacının; kuturu 2- 3 cm. olan düzgün dallarından kesilir ve kabukları soyulup kurutulduktan sonra, yaralanma riskini azaltmak için uçların sivrilikleri alınarak yuvarlatılır.
Cirit sopasının en ideal ve en az tehlikelisi kavak dalından yapılandır. Meşe ve hurma dalından yapılan cirit sopaları iyi uçar, nişan alınıp atılması daha kolay ve rakibi vurma şansı yüksektir. Bu üstünlüklerine karşın rakip ciritçiyi yaralama ya da sakat bırakma riski yüksektir.
CİRİT ALANI, TAKIMLAR VE OYUNUN KURALLARI
Cirit alanlarının genişliği takımlardaki at sayısına uygun olarak ayarlanır. Belli bir standart ölçü olmamakla birlikte genellikle 120m.X 140m.ölçüsünde düz bir alan taş, çakıl gibi engellerden temizlenerek hazırlanır. Uç kısımlarda 6 m.lik boşluk “yedek alan” ve 6 m.lik bir boşluk da “alay durağı” olarak ayrılır.
Birbirine rakip olan iki takım ciride katılan at sayısına göre; 6şar, 8şer, 12şer ciritçi olarak atlarına binip alanın iki ucunda karşılıklı sıralanırlar. Sağ ellerinde rakibe atacakları cirit vardır. Bazı yörelerde sol ele de yedek ciritler alınır. Ama genellikle tek elle ve tek ciritle oynanmaktadır. Çok usta bazı ciritçilerin daha rahat cirit atabilmeleri için sol ellerini arkaya bağladıkları da görülmektedir.
Meydan davulu ve zurna eşliğinde güreşte olduğu gibi; bir cazgır tarafından cirit takımları ve ciritçiler tanıtılarak her birine övgüler düzülür. Oyun içinde de davul zurna oyuncuları ve izleyenleri motife etmek için “cirit havaları” çalar.
Cirit oyunu bütün bu hazırlıklardan sonra başlar. Cirit şu şekilde oynanır: İki takımın birinden bir atlı öne çıkar, karşı takımın önüne 30-40 metre kadar yaklaşır. Karşı tarafın oyuncularından birisinin adını seslenerek meydana davet eder. Davet edilen oyuncu meydana çıktığında, davet eden oyuncu Sağ elindeki ciridi ona doğru savurur, sonra geri döner, atını kendi takımının olduğu sıraya doğru mahmuzlar. Karşı tarafın davet edilen oyuncusu hızla onu takip eder, elindeki ciridi geri dönüp kaçan karşı taraf elemanına fırlatır. Bu kez ilk oyuncunun çıktığı sıradan diğer bir ciritçi onu karşılar. İkinci diziden çıkan, sırasındaki yerini almak için süratle yerine dönmeye çalışır. Bu defa rakibi onu kovalar ve ciridini atar. Oyun böylece sürer.
Cirit attıktan sonra geriye kaçmalarda olsun, cirit atacak olandan sakınmak için olsun; oyuncu atının üstünde yanlara yatarak saklanır, hedef küçültmek için atın boynuna yatabilir, atını sağa sola yönlendirmek için ne yöne yönlendirecekse o taraftaki bacağıyla atın karnını sıkıştırıverir. Karşılaşmada puan kazanmak için deneyimine ve ustalığına göre daha pek çok hareketler yapabilir.
CİRİT OYUNUNDA PUANLAMA, HAKEMLER VE SONUÇ AÇIKLAMA
Attığı ciridi rakip oyuncuya isabet ettiren puan kazanır. Cirit oyuncuya değil de ata değmişse oyuncu puan kaybeder. Bazı özel durumlarda rakibine cirit atmayıp geri dönen oyuncu bu centilmenliğinden dolayı üç puanla ödüllendirilir.
Cirit oyunlarının üç hakemi bulunur. Başhakem; yüksek bir yerden oyunu izleyerek kural dışılıkları saptar, oyunun kavgaya dönüşmesini ya da diğer hakemlerin tarafsız davranmalarını denetler. Diğer iki hakem de alan içinde bulunurlar ve puanlama yaparlar. Ayrıca bir de eski ciritçilerden oluşan bir danışma ve denetleme kurulu bulunur. Bazı tartışmalı durumlarda son kararı bu kurul verir.
Cirit karşılaşmaları her biri 35 şer dakika olmak üzere iki devre ve toplam 70 dakikalık bir süre içinde yapılır
Karşılaşma sona erince hakemler toplanıp kendi aralarında puanları hesaplayıp, sonucu kararlaştırdıktan sonra danışma ve denetleme kuruluna bildirirler. Kurul hakemlerin sonucunu uygun ve tarafsız bulursa sonuç ilan edilir. Herhangi bir tartışmalı durum olursa bu kurul ve hakemler kendi aralarında kesin bir karar verirler.