Türkiye’de en az terör kadar zararlı olan alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığının ciddi bir sorun olduğu acı bir gerçek. Devlet her ne kadar yurt içinde üretilen ve yurt dışından Türkiye’ye sokulan her türlü uyuşturucu maddeye karşı sıkı önlemler alınıp mücadele ediyorsa da; sorunun kendisi büyük, çözümü de bir o kadar güç. Uyuşturucu maddelerin üretimi, yurt içine sokulması ve tüketimi konularıyla mücadeleyi sürdüren devlet, alkol ve uyuşturucu kurbanlarının tedavilerinde başarısız kalıyor.
Alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı ile mücadele ve tedavi amaçlı kurulan AMATEM’in zaman- zaman yaptığı uyarılar ve açıklamaların altından içler acısı gerçekler ortaya çıkmakta. “Türkiye uyuşturucu ile mücadelede sınıfta kaldı. AMATEM’e giden 100 bağımlıdan ancak 3’ü tedavi edilebiliyor. AMATEM’lerin çaresizliğine üzülüyoruz. Çünkü bağımlıların tedavisine cevap veremiyor. Ülkemizde uyuşturucu bağımlılığını tedavi edecek ilaç yok. Avrupa’da Klondin, Letoksidin, Guanfasin, Metedon gibi ilaçlar etkin olarak kullanılıyor. Ama sanki gizli bir güç bu ilaçların ülkemize gelmesini engelliyor. O kadar uğraşmamıza rağmen ancak Suboxsene adlı ilacı getirebildik. Diğer hiçbir ilaç Türkiye’ye gelmedi. Türkiye’de 185 bin denetimli serbestlikten yararlanan insan var. Bu AMATEM’ler 185 bin kişiye nasıl yeter?
İşte içimizi yakan bir Türkiye gerçeği!
Bu türden sorunlar çok boyutludur ve bu sorunlar yalnızca polisle jandarmayla çözülebilecek sorunlar değildir. Konunun bir başka boyutu, uluslar arası uyuşturucu çeteleridir ki asıl mücadele bu çeteler üstüne olmalıdır. Bu zordur, ancak ciddi olarak ele alınırsa yüzde doksan 95 oranında olumlu sonuç alınabilir. Başta tütün olmak üzere alkol, uyuşturucu maddeler hakkında aydınlatma yapılması kaçınılmazdır. İlkokuldan üniversitelere kadar her kademede ciddi şekilde uyuşturucuların zararları anlatılsa bile büyük oranda başarı sağlanırdı.
Basından izlediğimiz kadarıyla hemen her gün uyuşturucu maddeler, kaçak içkiler, kaçak sigaralar ele geçiriliyor. Kolluk güçlerinin ele geçirdikleri az falan da değil, ama her ne hikmetse bu yasadışı ticaretin önü alınamıyor. Demek ki piyasaya sürülen uyuşturucu ve kaçak ürünler ele geçirilenlerden çok- çok daha fazla.
Tütün, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığından ölenlerin ya da sürünenlerin acıları elbette bizim de acımızdır. Çoğu çocuk ve genç olan bu insanların yaşamlarını allak bullak edenlere lânet olsun. Her şey para değildir ama kolay yoldan para kazanmak için böyle işler yapılarak genç ve çocukların yaşamları karartılıyor. İlgililer bir kez daha düşünsünler.