Dünyada ateizm, sekülerizm ya da laiklik önce aydınlar arasında kabul gördü. Bunu yaymak için de Batı'da yazılmış bir çok romanın içine özelde hıristiyanlığı, genelde tüm dinleri kötüleyen karakterler ve gösterişli metinler yerleştirdiler. Sonra bu kitapların yazarlarına Nobel ödülleri verdiler ve romanların daha çok okunmasını, fikirlerin halka yayılmasını sağladılar.
Dindarların yozlaşması ellerini güçlendirdi. Dine mesafeli olan özellikle gençler ateizme, deizme (Allah'a inanan ama peygamberlere inanmayan), olmadı sekülerizme, laisizme yönlendirdiler. Bilime tapmalarını istediler. Bütün kurtuluşun pozitif bilimlerde olduğunu söylediler. "Düşünen insan Allah'a inanmaz" dediler.
İslam da bu pozitivist akımdan nasibini aldı. Müslümanlar dinlerine daha tutkun olduğu ve din adamlarına bakış Batı'daki gibi olmadığı için halka değil elitlere nüfuz ettiler. Ateizmi değil ama onun kardeşi sekülerizmi, laiklik basamağından enjekte ettiler. O elitlerin ise yavaş bir değişime zamanları yoktu. Önce dua edenlerle birlikte dua ettiler, "Allah" dediler, "Halife için savaşıyoruz" dediler. Savaşı Allah diyenler kazandı ama tasfiye olanlar yine Allah diyenlerdi.
Ne kadar iktidarda kalacaklarını bilmiyorlardı. Hemen değişim başlamalıydı. Din, iki dudak arasında sessizce yapılan dualar kadar hayatın içinde olmalıydı. Ancak o kadarına tahammül edebilirlerdi. Çünkü geri kalmışlığın sebebi onlara göre İslam'dı. "Arap Muhammed"in diniydi. Türklere pozitivizm, laiklik yeterdi. Halk Müslüman olsa da yönetime gelmediği sürece sorun yoktu. Hem çok da üzmemek lazımdı onları. Asker lazım olunca "Allah" diyerek iyi savaşıyorlardı.
Görüşlerini alt tabakaya yayacak bir kesim oluşturdular. Şimdi sokaklarda ezan yuhlayan, müezzin döven, "namaz kılmasan da olur" diyenler, dizilerle bizi ve çocuklarımızı da bozanlar onların çocukları, torunları işte.
Çok uzadı, biliyorum ama doluyum kardeşler. Ernest Hemingway'ın "Silahlara Veda" romanını okurken aşağıdaki ateizm övgüsünü görünce tutamadım kendimi.
Lütfen üniversite çağına kadar çocuklarımızı Kuran ve sünnete dayalı dini ve milli bir anlayışla eğitelim. Bu kitapları okuyunca kafaları hiç karışmasın. Sorgulayacaksa sizin yanınızda sorgulasın. Oraya boş giderse zehirle dolabilir.
Allah ümmetin çocuklarını korusun.