Referandum sonrası Hem içerde hem dışarda hava iyice ısındı. Muhafazakar ve milliyetçi cephenin “savaş”tan galip çıkmasını hazmedemeyen Batı, özellikle Avrupa ülkeleri kartlarını açık oynamaya başladılar. Bir düşünün: Avrupa ülkeleri için Türkiye çok önemli. Ortadoğu’ya açılan kapılarıyız. En korktukları şey düzenlerinin bozulması. Bu yüzden burada kendilerine “itaat” etmeyecek bir yönetimi kesinlikle istemezler. Yani demokrasi, diktatörlük falan umurlarında olmaz. Tamamen çıkarlarına göre hareket ederler. Erdoğan ve Bahçeli ikilisi milli bir duruş sergileyerek Batı’nın bu oyunlarını bozmayı kafaya koydu.
15 Temmuz milat oldu. Dışardan kurulan çemberi kırmak için içerdeki işbirlikçilerinin yok edilmesi gerekiyordu. FETÖ, PKK, CHP içindeki ulusalcı görünümlü ajanlar temizlenecek. 16 Nisan Referandumu bunun için yapıldı. Çok şükür ki “evet” çıktı. Şimdi eylem zamanı. Ak Parti ve MHP şu anda fiilen koalisyon ortağıdır. Zaten devlet kadrolarına da milliyetçi ve muhafazakar Anadolu çocukları hızla yerleştiriliyor. Çok hızlı olmalıyız. 5 yıl daha büyük bir savaşa girmeden daha gücümüzü toplayabilirsek bu coğrafyada ve Batı’da bize kimse “gık” diyemez.
Bunun için kartlarını açık oynuyorlar. Silah ambargoları, Avrupa Parlamentosu kararları, CHP’nin dış güçlerle işbirliği, sokak eylemlerine davetler, hepsi organize. Borsanın yükselmesinden bile rahatsızlar. Sürekli hamle yapacaklar. Bu gidişle Avrupa Birliği süreci de bitecek.
Bizim ise savaşmaktan başka çaremiz yok. Sadece silahla değil ekonomik ve politik açıdan da savaş veriyoruz. Savaşı kazanmanın yolu ise birlikte olmaktan geçer. Bu birliği halk ya isteyerek sağlar ya da halkın makul çoğunluğu, devletiyle birlikte hareket ederek ne yaptığını bilmeyen gaflet içindekileri bu birliğe zorla dahil eder.
Türkiye bir beka savaşı veriyor. Vallahi bunu öylesine söylemiyoruz. Güneyimizde bir devlet kurulursa ateş çemberinde bir akrep gibi oluruz. Ortadoğu ile bağımız kesilir. Uçak bile uçuramayız. Eğer savaşılacaksa bundan daha geçerli bir neden olamaz. O yüzden şimdi değilse ne zaman birlik olacağız, devletimizin, Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin arkasında ne zaman duracağız. Özellikle milliyetçiler, muhafazakarlar ve Kürtler içindeki kafası karışıklar; kendinize gelmeniz ve bu birliğe katılmanız gerekiyor. Terör örgütlerinin ve onları destekleyen siyasilerin eteğinden düşün.
Devlet işini yapacak, denge kuracak, oyun bozacak, içerde temizlik yapacak, dışarda düşmanı vuracak ve biz arkasında dimdik duracağız.
Bu savaşı ancak birlikte kazanabiliriz. Sağlam durmamız gerekiyor. Devletimiz için. Çünkü devlet olmazsa ne dinini yaşayabilirsin, ne namusun, ekmeğin kalır.