Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Pakistan dönüşünden gazetecilere yine tekrarladı: “Hayır oyları Kandil’e, PKK’ya gider. PKK hayır diyor, ben bunu vatandaşa neden anlatmayacağım, kimlerle birlikte hayır verdiklerini bilsinler”.
Bir taraftan bakınca haklı. Bir terör örgütü kendi sempatizanlarına “hayır” verilmesi için propaganda yapıyor. “bu anayasa değişikliği Ak Parti ve MHP’nin PKK’yı bitirme planıdır” diyor. Bu değişikliği yapan Erdoğan, Ak Parti ve MHP’nin bunu söylemesinden daha doğal bir şey olamaz. Kaldı ki Erdoğan bunu ilk kez yapmıyor. Siyasi rakiplerini tek safta toplaması O’na bugüne kadar bir çok seçimi kazandırdı. Yanılmıyorsam 2011 seçiminde meydanlarda, “CHP, HDP, PKK, DHKPC hatta MHP aynı safta duruyor” diyerek oyların Ak Parti’ye geçmesini sağlamıştı. MHP’yi koymasının sebebi ise tabandan oraya kayışları engellemekti.
Ancak şimdi farklı bir durum var. İnsanlar bu referandumda “hayır” çıkarsa Ak Parti’nin iktidarda kalmaya devam edeceğinin rahatlığıyla hareket ediyor. Ayrıca ilk kez MHP ile birlikte hareket ediliyor. Meşruiyetin fazla olması için yüzde 60’lara yakın bir oy almak isteniyorsa bu söylem yarar getirdiği kadar zarar da verebilir. İnsanların değişiklikle ilgili bilgisiz olması da kararsızlıklarını arttırıyor. CHP’nin bu söylemi saptırarak “hayır diyenlere terörist diyorlar” propagandası da kafaları hayli karıştırıyor.
Peki, terörist söyleminden kafası karışan insanlar, Kılıçdaroğlu’nun “kan dökmeden başkanlığı getiremezsiniz” sözüyle neden karışmıyor? Ya da “gidin onurunuzla, şerefinizle hayır verin” dediğinde neden kimse “evet versek onursuz, şerefsiz mi olacağız” diye sormuyor?
Kararsızlar bu referandumda çok fazla. “Hayır” cephesi saldırganlık, korkutma taktiği uygulayınca sorun olmuyor da “Evet” cephesi “PKK’yı sevindirecek bir tehcih yapmayın” dediğinde kendisini savunmak zorunda kalıyor.
Her şeye rağmen bu söylem şu an için bir rahatsızlık oluşturmuş durumda. Varsın “hayırcılar” o aşağı sınıf olarak gördükleri halkı ikna etmek için her türlü pis yönteme başvursunlar. Bu tarihi değişiklik halkın çoğunluğunun kabul etmesiyle gerçekleşmeli ve bunun için herkes üzerine düşeni yapmalı.