CHP NEDEN ÇARK ETTİ

Prof.Dr. Mahmut TEKİN

CHP’nin adının Cumhuriyet Halk Partisi olduğuna bakmayın. Kurulduğundan bu yana halk ile hep sorunu olmuştur. Şöyle Kemalizm ve Tek Parti dönemleriyle ilgili, resmi tarihi anlatanların dışında, biraz kitap karıştırsanız CHP’nin elitist, jakoben, halka güvenmeyen özelliklerini ortaya koyan onlarca olay ve söylem bulursunuz.

CHP, elitisttir; çünkü halkın cahil olduğunu, güdülmesi gerektiğini, bunu da deneyimli, eğitimli çobanların yapması gerektiğini düşünür ama koyunların çıkarını düşünen çobandan çok kurt gibi davranmış ve sürünün tamamının selahiyeti için bir kısmını telef etmekten geri durmamıştır.

CHP jakobendir; çünkü bilime tapar. Dinin siyasal ve toplumsal hayatta yeri olmadığını, toplumları geri bırakan şeyin din olduğuna inanır. “Allah ile kul arasında kalması gerekir” söylemi kamuflajdan başka bir şey değildir. Din de halkın hayatında önemli bir yer tuttuğu için halkın kendi kendini düzeltemeyeceğine, yukarıdan aşağı doğru bir dizayn ile toplumsal mühendisliğin icra edileceğine yürekten inanırlar. Tabi bu söylediklerim CHP’nin siyasi, bürokratik ve askeri elitleri için geçerlidir. Oy veren halkın çoğu safiyane “ben Cumhuriyeti kuran Atatürk’ün partisine oy veriyorum” diye düşünüyor. Onların çok da sorumluluğu yok bu anlamda. Bir anlamda siyaseten kullanılıyorlar.

Bu iki nedenden dolayı, demokrasinin temel kuralı olan halkın tamamının desteğine talip olmak onlar için önemli değildir. Kendileriyle, sımsıkı kaynaşmış bir kitle onlar için yeterlidir.Seçimleri bu yüzden kaybederler ama sorun etmezler. Halk oylamalarını hiç sevmezler. Mümkün olduğunca yukarda, vesayet ile birlikte olarak sorunları çözmek isterler. Anayasa değişikliğinin referanduma gitmemesi için TBMM’de yaptıkları kavgalara, çılgınlıklara bakın anlarsınız.

İsminde halk olan, halkçı olan bir parti referandumdan kaçar mı? Kaçıyor işte. Çünkü halka güvenmiyor. Kendisine ve söylediklerine itimat etmeyeceğini, safında olmayacağını biliyorlar. Az değil. Yüzde 25 yetmeyecek bu sefer. Yüzde 51 “hayır” çıkması lazım ki karşı cepheyi yıkabilsinler. Baktılar ki iş halkın önüne gidiyor hemen çark ettiler. Halka güvensizliklerini tescilleyecek olan Anayasa mahkemesine gitme işinden de vazgeçtiler. Bunun için bile partide kavga çıktı. “halka gitmesin bu iş, kaybederiz, anayasa mahkemesine baskı yapalım, iptal ettirelim” diyenler günlerce baskı yaptı Kemal Kılıçdaroğlu’na ama anketlerde kararsız ve hayır cephesinin biraz kıpırdandığını görünce çarp edip halkçı parti olduklarını hatırladılar.

Diğer önemli neden ise bu hükümet sistemi değişikliğiyle Ak Parti ve MHP’nin devleti yeniden restore edeceğinin, kendilerinin siyaseten olduğu gibi ideolojik iktidarlarının da biteceğinin farkında olmaları. Tek adamlık, kuvvetler ayrılığının bitişi gibi eleştirileri halkın kafasını karıştırmak için iyi kullanıyorlar o kadar.

Olsun, yine de iyiye işaret. Çalışsınlar. Göstermelik de olsa halkı ikna etmeye çalışsınlar fakat CHP’nin cemaziyelevvelini bilen halkın büyük bölümü bu samimiyetsizliği de görüyor. Mini etekli kadına tekme atıldığında günlerce laiklik, yaşam tarzı yaygarası yapan CHP’nin, minibüste hasta bir Kemalist tarafından saçları çekilen, hakaret edilen başörtülü kadına sus pus olduğunu ya da göstermelik birkaç kelime ettiğini görmüyor mu vatandaş?

Görüyor. Demokrasi istemek için önce demokrasiyi hazmetmek gerekir. CHP önce kendisi demokrat olmalı.