28 Şubat’ın Kirli Elleri

Prof.Dr. Mahmut TEKİN

Sivil Darbe, Postmodern Darbe, Medya Darbesi gibi isimlerle anılan 28 Şubat Darbesi’nin üzerinden 20 yıl geçti. Ne günlerdi? Çevir Bir Paşa’nın, hükümete bir uyarı olan Sincan’da tankların yürümesini “demokrasiye balans ayarı yaptık”, Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun ise “28 Şubat bin yıl sürecek” sözlerinin üzerinden 20 yıl geçti. Bin yıl falan da sürmedi. Tarihin bize öğrettiği gibi halktan destek almayan hiçbir hükümdar ya da yönetim ayakta kalamazdı. Kaldı ki halkına zulmetsin. Çünkü biz biliriz ki “küfür devam eder ama zulüm devam etmez”. Yani inançsız bir yönetim halkına düşmanlık etmezse onun düzeni devam eder fakat zulmeden Müslüman da olsa ayakta kalamaz.

Kalamadı da… 28 Şubat’tan birkaç yıl sonra “sevmedikleri” bir adam geldi ülkenin başına. Hemen O’nun önüne de emir belgeleri koydular. Ses etmedi önce. Sabretti. Zamanı gelince hepsi hesap verdi. 28 Şubat’ı yapanların arkadaşı¸ alt devresi olan Ergenekon ve Balyoz zihniyeti tam anlamıyla olmasa da hesap verdi. Bu Fethullahçı alçakların kumpaslarıyla ordudan tasfiye edilen ulusalcı, Atatürkçü subaylardan bahsetmiyorum. Onlarla birlikte sahte deliller eklenerek yargılanan ve 17 Aralık sonrası masum gibi gösterilen Ergenekon ve Balyoz zihniyeti asla masum değildir. Çünkü o zihniyetin elinde 28 Şubat’ın kiri vardır.

Keşke bu kumpaslar olmasa da adil şekilde yargılansalardı. 15 Temmuz’daki Darbe girişimi 28 Şubat’ı gölgelememeli. Evet Fethullahçı hainler bu ülkeye ve devlete büyük zararlar verdi. Birçok insanı mağdur ettiler. Zulmettiler ve hak olduğu üzere zulüm devam etmedi. Bittiler.  28 Şubat’ın toplumsal olarak açtığı yaralar Fethullahçılar’dan bin kat daha fazladır. Çünkü FETÖ gibi gizli ya da dindarlık maskesi altında değil açıkça, sistematik olarak halka zulmettiler.

Başörtüsüne düşmanlık ettiler. İmam Hatipler’de bile kızlar başını örtemedi. Bir sürü insan okullardan atıldı. Hapislerde çürüdü. Evet etkileri bin yıl sürmedi ama hesap vermedikleri, devletin içinden hala tam olarak temizlenemedikleri için 28 Şubat zihniyeti halen içten içe kaynamaya devam ediyor. Sorsanız Fethullahçılar da vatanseverdir Kemalist 28 Şubat zihniyeti de. Sorun “bizden başkası bu ülkeyi düze çıkaramaz, yönetemez” demeleridir. İkisinin de birbirinden farkı yoktur. Ergenekoncuların tek takdir edilesi yanı; savcılar çağırdığında yurt dışında olanların bile hapse girme pahasına ülkelerine dönmesidir. Fethullahçılar gibi korkak değillerdir. Ancak bu özellikleri onları daha tehlikeli yapar. 

Dedim ya; “içten içe kaynıyorlar” diye. Ordu içindeki en büyük düşmanları FETÖ’yü aslında hiç sevmedikleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın durarak bertaraf ettiler. Şimdi “sen bize FETÖ ile yaptıklarının cezasını çekeceksin” diyerek Erdoğan’a bileniyorlar. Perinçek’in etrafında gruplaşan Kemalist ulusalcılar, ordunun içindeki başka gruplarla intikam hayalleri kuruyor. Referandumdan “evet” çıkmaması için her şeyi yapıyorlar. CHP ile birlikte “Ak Parti tabanı silahlanıyor”, “Suriyeliler Türklere saldırıyor”, “baharda Türkiye alev alev yanacak”, “kan dökmeden başkanlığı getiremezsiniz” gibi haber ve tehdit içerikli açıklamalarla kargaşaya ve yeni bir darbe girişimine zemin hazırlamaya çalışıyorlar.

Son olarak Hürriyet’in “karargah rahatsız” manşetiyle verilen haberini de bunların üzerine koyun. Fethullahçılar bitti, sıra hortlamış 28 Şubat zihniyetine geldi. Bakalım önümüzdeki günler neler getirecek? 4. Dinimizde iyilik düşünce ve uygulaması, fevkalâde önemli, yaygın ve köklüdür.