YAS NEDİR?
Ölüm, yaşamın içerisinde bulunan koşulsuz en acı gerçeklerden bir tanesidir. Sevilen kişinin kaybıyla birlikte ölüm gerçeği ile yüzleşmek kolay olmayabilir. Özellikle; ani ya da beklenmedik, travmatik ölümlerle yas süreci daha zor bir hal alabilmektedir.
Genel olarak yas derken, yaşanan bir kayıptan sonra hissedilen üzüntü ve keder kastedilmektedir. Yas, her durumda olduğu gibi yas sürecini yaşayan kişi ile de alakalıdır. Kişilerin kayıplara verdikleri tepkiler, hisler ve bu sürecin uzunluğu değişkenlik gösterebilir. Psikolojik olarak bu süreç aslında kişinin yaşadığı kayıptan sonra kendisini iyileştirmesi için de yaşanmaktadır. Süreç sağlıklı bir şekilde ilerlediğinde yakını ölen kişi yas sürecini tamamlamış olur.
Yas süreci, kişiden kişiye göre farklılık gösterse de genel manada “Yas Görevi Modeli” (2001, Dr. Worden) olarak adlandırılan modele göre süreç şu şekilde özetlenebilir;
1- Ölümün gerçekliğini kabul etmek: Kişilerin sevdiklerini kaybettiğini kabul etmesi zordur. Bu süreçte özellikle inanmamak, inkar etmek, kabullenememek gibi tepkiler açığa çıkabilir. Bazen de bu kayıp hiç yaşanmamış gibi bir tutum sergilenebilir. Süreç içerisinde yaşanılan şokla hissizlikte açığa çıkabilir. Eğer bu sürecin gerçekliği ile ilgilenilirse, kabul edilirse kişi daha sağlıklı bir yas süreci yaşayabilir.
2-Ölümün verdiği acıyı yaşamak ve ifade etmek: Bireysel anlamda kişi kendisini güçsüz göstermemek adına yaşadığı acıyı gizleyebilir, acısını paylaşmaktan kaçınabilir ya da bazı kültürlerde yas sürecini göstermek farklı karşılandığı için hisler anlatılmayabilir. Oysa yaşanılan acıyı paylaşmak, hissedilen duyguları dışa vurmak, ifade etmek en doğrusudur.
3-Ölen kişinin artık bulunmadığı bir ortamda yaşamaya alışmak: Bu aşamada kişiler, kaybedilen kişinin yokluğunda alınacak olan sorumluluklardan ya da zorluklardan dolayı öfke ya da çaresizlik hissedebilir. Yapılması gereken ise yeniden düzenlemeler yaparak, çok seçenekli düşünerek tekrar yaşama uyum sağlamaya çalışılmasıdır. Sosyal çevreden gelecek desteklere de açık olunmalıdır.
4-Ölen kişiyle duygusal ilişkiyi düzenlemek ve diğer insanlarla ilişkilerinde kullanabilmek: Kayıp yaşayan kişi için sürecinin en uzun aşamasıdır. Kaybettiği kişiyle olan ilişkisini kendisine göre yeniden düzenlediği, ona hayatında bir alan oluşturup, kendi yaşamına bu şekilde devam etmeye başladığı bir süreç…Genellikle bu süreçte insanlar, ölen kişiyi unutmakla kendilerini suçluyor olabiliyorlar fakat yeniden yaşama uyum sağlamak unutmak değil duygusal bağları tekrar düzenleyip diğer insanlarla da sağlıklı bir iletişim süreci oluşturmaktır.
Yas süreci zorlu bir süreçtir fakat kişinin bu süreci duygularını bastırmadan, sosyal çevresiyle hislerini açıkça paylaşarak, kayıp gerçeğini kabul edip yaşamı yeniden revize ederek sürdürmesi gerekir. Uzun süreli (6 aydan fazla süren) yaslarda geçen zamana rağmen kişinin yaşamında bozulmalar, işlevsel kayıplar yaşanıyorsa muhakkak uzman desteği almalıdır.
Sevgilerimle…