2019 Aralık ayından başlayıp tüm dünyada ve ülkemizde yayılarak pandemi haline gelen Covid-19 virüsü insanları sosyal, ekonomik, fiziksel ve psikolojik yönden etkilemiştir. Hem fiziksel hem de ruhsal olarak tüm insanların benzer bir süreç yaşamış söyleyebiliriz.
Bu tür büyük çaplı salgınlar yalnızca bedensel değil psikolojik hastalıklara da neden olmaktadır. İnsanların kendilerine ayırdıkları zamanlardaki artış olumlu olsa da zorunlu yalnızlık veya izolasyon iyi gelmemektedir. Merkezi sinir sisteminin etkilenmesine bağlı olarak, salgınla birlikte yaşamın zorluklarından kaynaklanan ruhsal belirtiler de ortaya çıkmıştır.
Bu dönemde yoğun yaşanan olumsuz duygular birçok insanda olan ruhsal sorunların şiddetlenmesine ya da daha önce olmayan ruhsal sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Genellikle bu dönemde karşımıza çıkan duygular; belirsizlik-belirsizliğe karşı tahammülsüzlük, yalnızlık, çaresizlik, ümitsizlik, kaygı, panik, korku, uyku ve iştah sorunları, dikkat güçlüğü gibi ruhsal sıkıntılardı…
Pandemi ve sonrasında yaşanan dönemde özellikle kaygı bozuklukları ve depresyon vakalarının arttığını ya da destek alma ihtiyacının arttığını söylemek yanlış olmaz.
Sadece bu döneme indirgemek yanlış olur fakat insanların uzun süreler boyunca sağlıkla ilgili sorunlar yaşaması, yakınlarını ve sevdiklerini kaybetmesi, insanların kendilerini dinlemek için fazlaca zamanlarının olması ve değişen dünya düzeni gibi etkenler pandemi sürecinde terapi-destek almaya kişileri yönlendirdi. Psikoloji alanına olan ilginin ve bilincin değişmesi de aynı oranda bence süreç içerisinde etkili oldu…
SEVGİLERİMLE…