Yaşadığımız toplumda kibir olarak bilinen gururun, kendisini her şeyin önüne alan, içerisinde ön planda olma davranışının yoğun olduğu bu durumun aslında hastalık değil, kişilik sorunlarının içerisinde yer alan hastalık belirtilerden denebilir.
Kibir, kendini gerçekçi bir şekilde analiz eden bir insanda genellikle karşımıza çıkmaz. Her insan biriciktir, hiçbir insanı değersiz görmemek gerekir en önemli olan ise kendimizi de değersiz görmemektir.
Kendisini üstün, diğerlerini aşağılık bulan kişilerde narsistik örüntüler de görebiliyoruz. Bu durumu kişilik haline gelebiliyor bir çok insanda...
Kibir duygusunun kendini büyük, diğerlerini küçük görmek gibi bir ucu vardır diğer ucu ise; başkalarını küçük görmeyen ama kendini büyük gören yöndür. Bu tarz kişiler de daha mütevazı gibi görünebilir fakat yakın ilişkilerde anlaşılır ki kişi kendini kutsallaştırma eğilimleri olabilir. Bu tarz büyüklük kendine tapmaktır. Sahip olduğu birçok durumu ve avantajı sadece kendisine indirgemektedirler.
Bu durum varoluş felsefesine de aykırıdır…
İçindeki büyüklük duygusunu onaramayan insanın en az içerisindeki değersizlik duygusunu onaramayan bir insan kadar psikolojik olgunluğa erişemediğini görebilmek mümkündür…
Kendisini önemli bulma duygusu yemek, içmek, üremek gibi insana kodlanan bir duygu fakat bunun çok fazla olması narsistik örüntüleri açığa çıkarır.
Nevzat Tarhan’ın da dediği gibi “Narsisizm duygusu en çok olan varlık çocuktur. Çocuklar dünyayı kendi etraflarında dönüyor sanırlar. Büyüdükçe sevgi yatırımlarını diğer nesillere anne babalarına, hayata, yaşam felsefesine, varoluşa, yaratıcıya yaparlar. Böyle durumlarda sevgi kaynağını doğru yönetmiş olurlar”.
Narsistik kişi bütün yatırımını sadece kendine yapar. Freud şizofreniye de ‘Sekonder narsisizm’ demiştir.
Şizofren kişi kendi dünyasında yağmurlar yağdırır. Hastalık olan budur” denir.
Psikolojik gelişiminize en büyük katkıyı, var olan versiyonunuzun en iyi noktasına gelmeye çalışarak elde edebilirsiniz bu konuda destek almak, iyi gelecektir…
Sevgilerimle…