Devlette paralel yapılanmaya giden Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) yıllardır yürüttüğü "dinlerarası diyalog" adı altında sinsi kampanya ile birçok maskeyi ustalıkla kullandıklarını gördük.
Batılı kamuoyunun ilgi ve desteğini sağlamak adına 'Dinlerarası diyalog' adı altında şaibeli girişimler başlatmışlar ve dünyada Müslümanların aleyhine oluşturulan karanlık projelerin bir parçası olmaktan çekinmemişler.
Resmen islam dini ile alay etmişler ve islamiyete yeni bir anlam yüklenmeye çalışılmışlar.
Müslümanların inançlarını, ahlâklarını, dîne bağlılıklarını ve insanî duygularını tahrip ile mahvetmek, milli mânevî değerlerimizi Batı medeniyeti potasında eriterek İslâmiyet'ten uzaklaştırmak, slamiyet'i öğrenmeyi, yaşamayı, namaz kılmayı ve Kur'ân-ı Kerîm öğrenmeyi suç ve gericilik olarak göstererek derin bir boşluğa düşürerek bizi hristiyanlığa yaklaştırmak en temel misyonları olmuş ne yazık ki.
Din çatısı altında büyüyen ve tüm kurumlara sızan paralel yapının İslamiyet’i nasıl erozyona uğrattığını acı acı yaşıyoruz.
Bu örgüte yakın hareket eden STK'ların birçok faaliyetini. İslam referansıyla islama nasıl zarar verdiğini de gördük.
Müslüman coğrafyalarda zulmü görenlere gösterilmeyen müsamaha gayrimüslimlere gösteren bu örgütün yeni bir din peşinde koştuğu aşikar.
Sürece meşruiyet kazandırmak için terörist başı " Lâ ilâhe illallah diyeni başıma koyarım' diyerek Kelime-i Tevhid'in 'Muhammedün Rasûlullah' kısmı söylenmese de kurtuluşa erilebileceği, Hz. Muhammed'e iman etmeyenlerin de cennete girebileceği şeklinde algılanmasına yol açmıştır.
Asıl hedefleri islam dinine hizmet değil, karanlık güçler adına dünyevi bir hakimiyet elde etmek olan örgütün söylem ve eylemlerine bakarsak din onlar için sadece bir araç.
Din kisvesi altında faaliyet gösteren bu örgüt dini eğitim vaadiyle halkı aldatmış ve ülkemize dünya tarihinde görülmemiş bir husumet yaşatmıştır.
Kuran ve Sünnet rehberliğinde değil; belli bir 'üst akıl' ile sevk ve idare edilen, egemen güçlerin gizli emellerine hizmet eden bir yapı asla dinî bir teşekkül olamaz.
"Bu hastalıklı yapı, dinî bir cemaat değil, üst aklın sinsi bir projesidir." diyen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Olağanüstü Din Şûrası'nı toplandı ve FETÖ'yle ilgili bir rapor hazırlamıştı.
Raporda gerçekte II. Vatikan Konsili'nde alınan kararlara dayanan Dinlerarası Diyalog projesiyle Gülen, ulusal ve uluslararası birçok etkinlik düzenleyerek, bir taraftan bağlarını Hıristiyan kültürüne yaklaştırırken diğer taraftan örgütün Batı dünyası tarafından akredite edilmesini sağlamıştır. Bu sayede Gülen, kendisine Pensilvanya'da üs kurma fırsatı bulurken, birçok batılı ülkenin kapıları örgüte bu sayede açılmıştır.
Üç tane operasyonel gazeteci tgrt'de çıkıp Diyanet İşleri Başkanımı için" Mehmet Görmez gitsin "diyor ve gidiyor. Neyin içine düştüğümüzü her geçen gün daha net anlıyoruz. Bu operasyon çocukları haricinde Mehmet Görmez'in ayrılışına sevinen kimse de yok zaten. Samimi, vicdan sahibi her dava eri, hocayı hay'rla anıyor.
Ama biz Mehmet Görmez hocamızı nasıl tanıdık, nasıl biliriz.
"Dinlerarası dialog olmaz din adamları arasında dialog olur"
"Camiye gelen çocuklar ister oynasınlar ister koştursunlar. Biz, secdeye eğildiğinde, çocuk sırtına bindiği için secdesini uzatan bir Peygamberin ümmetiyiz"
"Ezanları susturan darbelerden darbeleri susturan selâlara”
"Mescid-i Aksa’da Arapça hutbe okuyan ilk ve tek Diyanet İşleri Başkanıydı"
Cumhuriyet tarihi boyunca ezilen, horlanan, itilip kakılan medreselerin ve tarikatların temsilcileriyle resmen ve alenen bir araya gelen ilk Diyanet İşleri Başkanıydı.
Mehmet Görmez aklımızda mazlumun yanında saf tutuşu ve camileri çocuklara açmasıyla kalacak.
Allah sizden razı olsun Mehmet Görmez hoca. Makam mevki ile değil, gönüllerde bıraktığınız muhabbetinizle, halk tarafından ev çok sevileni, en çok itibar göreni, en çok takdir edileni hikmetli, sevimli ve mücahit bir alim olarak hatırlanacaksınız her zaman.
Bizler Mehmet Görmez hocamızın ilmine ve emeğine şahidiz, ona iftira atan ve rahatsız edenlerin seviyesizliğine de şahidiz, Allah'da şahit.
Mehmet Görmez emekli oldu ama çapulcuların ve Feto'nun salasını veren adam olarak, derin darbe etkisi yaptığı için onu hiç unutamayacaklar!
Biz ondan razıyız, sen de razı ol yâ Râb..
Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez'in emekliye ayrılmasının ardından Görmez'in görevini vekaleten Diyanet İşleri Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Konyalı Dr. Ekrem Keleş yürütecek. Hemşehrimize yeni görevinin hayırlı olmasını cani gönülden diliyoruz.