Bu hafta birkaç farklı konuya değineceğim.
Geçtiğimiz hafta Konya’da şoför sorunundan bahsetmiştim. Vatandaşımız çuvaldızı kendine batırmış. Duyarlı olanlardan Allah razı olsun. Yazıyı ben yazdım, diğer detayları hemşehrilerimiz benim yerime güzelce yazmış ve konuyu çok seviyeli bir biçimde tartışmış.
Hepimiz bazen eğlen-dinlen saatlerinin tamamını televizyon karşısında geçiriyoruz. Bu da bilgilerin beynimize hem sesli hem de görüntülü olarak aktarılmasını sağlıyor. Aslında çok güzel bir öğrenme biçimi.
Bu bakımdan çok da zararlı olmadığını anladığımız televizyonda çoğunlukla “Ambulansa nasıl yol verilir” sorusunun cevabını görebiliyoruz. O kadar ki haberlerde ambulansa yol vermeme videolarını da görüyoruz. Çok acı.
Konya trafiğinde ise ambulansın sesini duyunca yapılan 2 şey var.
- Ambulans sirenini duyar duymaz kornaya basmak
- Ambulansa yol verir gibi yapıp yoluna devam etmek
Allah korusun. O ambulansın içinde siz ya da yakınınız da olabilir. Neden açılmış gibi görünen yolda hem de ambulansın hemen önünde yolu tıkamaya devam ediyorsunuz?
Bunu tabi ki de herkes için söylemiyorum.
Siz ambulansın önünde yolunuza devam ettiğinizde bir sonraki lambada daha da tıkanıyor trafik. Takip eden lambalarda biraz daha tıkanıyor. Neden bu kötülüğü yapıyorsunuz?
“Ambulansın geç kalması” nedeniyle sağlık görevlilerine uygulanan şiddeti ve tacizi saymıyorum bile. Çünkü olay yerine siz gitmediğiniz için bunu bilemezsiniz.
Normalde yapılması gereken ise fermuar sistemidir. Bazı konular gündeme geldiğinde Avrupa’ya gıpta ile bakan vatandaşımız asıl örnek alınması gereken durumlara nedense hiç tepki vermiyor.
Ben buraya fermuar sistemini anlatan bir video linki bırakıyorum. İsteyen izler ve anlar. Tek yapılması gereken ise “empati”.
Video linki burada: Fermuar Tekniği İle Ambulansa Yol Verme (İzmir) https://www.youtube.com/watch?v=RuzAAf2LZPI
HER AY DAHA MI FAZLA ELEKTRİK KULLANIYORUZ ACABA?
Her geçen ay daha fazla elektrik kullandığımız hissiyatını hepimiz yaşıyor muyuz? MEPAŞ logolu faturayı posta kutusundan alırken korkar hale geldik gerçekten. Sadece MEPAŞ değil, Enerya da öyle… Fiyatlar fazla mı “güncellendi” ne?
TEKSAS DURAĞI
Konya’nın güneşe karşı en büyük durağına düzen getiren Konya Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederim. Yapılan bu küçük rötuşlar hem işe yarıyor hem kent estetiğine katkıda bulunuyor.
KONYA GAZETELERİNİN DOĞA OLAYLARINA KARIŞMA YETKİSİ YOK
Sosyal medyada paylaşılan hava durumu haberlerimize “Ben de Konya sanmıştım, değilmiş” yorumu yazan arkadaşlara cevabım: Konya, Meram, Selçuklu ve Karatay’dan ibaret değildir, 31 ilçesi vardır.
Ayrıca; Yağan ya da yağmayan yağmurdan gazeteciler sorumlu değildir. Devletin Meteoroloji isimli bir kurumu vardır ve bu kurumun tahminlerini daha fazla kişiye duyurmak bizim işimizdir. Bunun yanı sıra meslektaşlarımın yağmur yağdırma yetkisi yoktur.
ADAMLAR KONYA’YI OKYANUSUN ÖTESİNDEN GÖRDÜ!
Amerikan Forbes Dergisi “Türkiye’nin en yaşanabilir şehirleri” sıralamasında Konya’yı 24. Sırada gösterdi. Bu kadar itibarlı bir dergi başta tahıl deposu Konya’da ekmek fiyatının 3,5 TL olduğunu, Pazar fiyatlarının uçtuğunu, kiraların insanlıktan çıktığını falan duydu hatta gördü bence.
Halbuki Konya bir zamanlar huzurun ve ucuzluğun merkezi konumundaydı. Dışarıdaki insanlar beğenmediğinden tercih etmiyordu. Bu konuda herkes başını elinin arasına alıp bir kere düşünmeli.
Demek ki başkaca şehirlerden gelenlerin ağzını doldura doldura anlattığı geniş caddelerimiz ile şehirleşme yapımızın içine saklanmış gerçekler varmış. Baksanıza… Rusların akın ettiği Antalya bile bizi katladı attı.