Camlı Köşk ve Konya’nın daha niceleri

Hatice Karakuş

Hani bazı yerler vardır, damga vurur bulunduğu bölgeye. Fenni Fırın gibi, Kent Sineması gibi, Kibrit gibi, Camlı Köşk gibi… Buluşma noktası olur, adres tariflerinde en belirleyici yer olur.

Mesela Fenni Fırın 1927 yılında Konya Belediyesi tarafından, bugünkü Çaputçu Camii yerine inşa edilmiş. 1985 yılında İstanbul Caddesi genişletilirken yıkılan fırın, bulunduğu bölgeye Fenni Fırın Kavşağı olarak damgasını vurmuş. Günümüzde çoğu Konyalı (özellikle gençler) fırının kendisini bile görmedikleri halde adres tariflerinde sıkça kullanır.

Kent Sineması da açılan AVM’ler ve tabi beraberinde gelen sinemalara kadar Konya’nın tek sinema salonuydu. Meram Yeni Yol üzerinde bulunan sinema, gençlerin can simidi hatta buluşma noktasıydı. Tabi AVM’lere yenik düştü. Günümüzde kendisi olmasa da bulunduğu bölge halen buluşma noktası.

Kibrit Apartmanı halen aynı yerinde duruyor… 1951 yılında inşa edilen apartman Konya’nın ikinci apartmanı olma özelliği de taşıyor. Zafer’de, Camlı Köşk’ten Gedavet’e dönerken tam köşe… Konya Büyükşehir Belediyesi’nin dış cephe düzenlemesiyle yenilenen apartman ne zamana kadar dayanacak hep beraber göreceğiz (belki de göremeyiz)…

Ve 7 yaşından büyük her Konyalının hatırlayacağı yer… Camlı Köşk… Zafer’in tam göbeğinde, camdan yapılmış bir kafe ve açık alanda çay bahçesi.. Tam ayak altında, rahat, manzaralı ve günün her saati tıklım tıklım bir mekan. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin Alaaddin Çevresi Dış Cephe Restorasyonu sırasında kaldırıldı. Tamam, binaların yeni hali göz yormayan estetik bir yapıya dönüştü ama Camlı Köşk neden gitti? Mutlaka mantıklı bir açıklaması vardır. Belki iyi bile olmuştur kaldırılması onu bilemiyorum! Ben sadece duygusal açıdan bakıyorum.

Bana göre Camlı Köşk Zafer’in sembollerinden biriydi ve kalmalıydı. Çünkü hitap ettiği belli bir kesim de vardı. Kaç kere gittin diye sorarsanız belki 3 belki 4, ama 5 değil. Önemli olan herkesin sürekli gitmesi de değil. Camlı Köşk’ün orda olmasıydı önemli olan. Belki de artık orada olmamasıdır değerli kılan. Ama bu mekan da efsaneler arasında yerini alacak gibi. Kendi olmasa da adreslerde mutlaka adı geçecek, buluşma noktası olacak.

Kibrit’ten sağa dönünce oturulacak bir sürü mekan var artık. Trafiğin eski halini de hatırlıyorsunuz değil mi? Zafer Meydanı’ndan Sultan Cem Caddesi’ne kadar olan kısmın trafiğe açık halini… O yolun trafiğe kapatılması Zafer için alınan en isabetli karardı bence. Esnaf da rahatladı vatandaş da.

Ve bir de meşhur Kültür Parkımız var. Eskiden ‘Fuar’dı o bölgenin adı. Ama adını aldığı fuar yıllardır kurulmuyor. Yılın belli döneminde kurulurdu. Tam hatırlamıyorum ne zaman kurulduğunu ve ne kadar sürdüğünü ama çok kalabalık olurdu. Ben çocukken ilçeden gelirdik. Duyulurdu hemen Konya’da fuar kurulmuş diye. Son gelişimi hatırlıyorum. Aldığım oyuncağı da, alamadıklarımı da…

Luna park vardı sonra Kültür Park’ta. Yine çok kalabalık olurdu ama harikaydı bana göre. Mısırlar, pamuk şekerler, oyuncaklar, renkler, müzikler… Olması gerektiği gibiydi işte. Ne bileyim bir ruhu vardı. Şimdi çiçekler var luna parkın yerinde ama o eski ihtişamı yok sanki. Aranızda eski hali yerine şu anki durumunu daha çok beğeneler de vardır tabi.

Her şey çocukken daha anlamlı gelir ya zaten. En mutlu olduğunuz anılarınız hep çocukluktakilerdir ya. O yüzden belki de eski halini daha çok sevişim. Diğer yerler için de öyle. Her bölgenin yaşanmışlığı, anıları var. O yüzden anlam yüklemeler, duygusal bağ kurmalar.

Aklıma bir an Erkan İnay’ın şu mısraları geldi:

Nerde o eski günlerim?
Taşlı, tozlu ve topraklı yollar,
Kocaman gelen çıkmaz sokaklar,
Geçmesin dursun, isterdim zaman,
Bitmesin isterdim oyunlar, olmasın akşam,
Geri verin bana çocukluğumu,
Doyamadım ben ne çabuk büyümüşüm…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.