Meslek hayatımda Konyasporu takip ettiğim yıllar boyunca birçok final ve şampiyonluk maçına tanık oldum… Adana’daki olaylı şampiyonluk maçı, Şampiyon olduğumuz Konya’daki Erzurumspor maçı, İzmir’de kaybedilen Altay finali, malum Diyarbakır maçları, Fenerbahçe’yi Faruk’un golüyle 2. lig takımı olarak yendiğimiz Fenerbahçe kupa maçı ve daha niceleri ilk aklıma gelen ve yıllardır unutamadığım maçlar…
Ama Çarşamba günü bunlara bir yenisi eklendi… Aslında finale çıktığımız gün Ulusal basın kupayı Konyaspora kaybettirmişti. Çünkü onlara göre hem Başakşehir hem de Fenerbahçe Konyaspor’dan güçlüydü ve her ikisi de Konyasporu finalde rahat yenerdi. İşte bence o günlerde Konyaspor Kupayı kazanmıştı. Hiç kimseyi küçük görmeyeceksin, özellikle de futbolda…
Eskişehir hazırlıklarını Konya’da gördüğümde ümidim bir kat daha artmıştı. Çünkü firmalar, iş adamları, Konyaspor sevdalıları Eskişehir’e otobüs kaldırıyor, Konya’da otobüs kalmayınca Aksaray ve Nevşehir gibi çevre illerden otobüs takviyesi yapılıyordu. Maç sabahı otobüsler Konya’dan hareket edince ve bizde aracımızla Eskişehir’e kadar o otobüslerle gidince iyice umutlandım. Eskişehir’e vardık varmasına ama acaba yanlışlıkla Konya’ya mı geldik diye bir an düşünmedim değil…
Eskişehir, Eskişehir olalı bu kadar Konyalıyı bir arada görmemiştir herhalde. İnanın bana Eskişehir sokaklarında dolaşırken, sanki Konya’da dolaşırmış, hep bir tanıdık, hep bir Konyalı ve herkesin gözlerinde bir inanmışlık gördüm. Eskişehir stadyumuna geldiğimizde bir polis memurunun söylediği çok hoşuma gitti ‘’Helal olsun Konyalılar. Avrupa kupası maçı olsa bu kalabalık ve bu kadar şenlik olmazdı. İnşallah kupayı kazanırsınız’’ derken Eskişehirlilerin desteğini de yadırgayamayız.
20 sularında tribünleri gördüğümde bu iş tamam dedim. Maçın başlamasına 1.5 saat kala tribünleri Yeşil Beyazlı taraftarlar doldurmuştu. Takımlar sahaya ısınmaya çıktığında kıyamet kotu. Başakşehirli futbolcular sahaya sanki ‘Biz bu kupayı çoktan kazandık, kupamızı niye vermiyorsunuz da bize bu maçı oynatıyorsunuz havasında çıktılar ki bu da bana göre Konyaspor için çok büyük bir artıydı. Karşılaşmanın ilk yarısını gol yemeden tamamladığımız zaman yenemezsek bile bu maçı uzatmaya götüreceğimizi biliyordum ve beklediğimiz gibi de oldu. Yalnız Napolleoni oyuna girdikten sonra özellikle maçın son dakikalarını yüreğimiz ağzımızda dualar eşliğinde geçirdik. Uzatma dakikaları başladığında ve özellikle de Fofana oyuna girdikten sonra Başakşehirin gardı iyice düşmüş ve artık Konyaspor oynuyor, Başakşehir sadece izliyordu. Uzatmaların son dakikalarını özellikle de Fofana’nın sazı eline aldığı anları kalp krizine ramak kala izledik hep…
Fofana’nın oyuna alınma zamanı, Hora’nın penaltılar için 120’de oyuna girmesi, Abdullah Avcı’nın zaman zaman kendi kulübesinde Aykut Kocamanı hayran hayran izlemesi, oyuncularının ve taraftarlarının kendisine duyduğu saygı ve her şeyden önemlisi şehitlerimiz için oyuncularının fazla abartmadan sevinmelerini istemesi Aykut Kocaman’ın ne kadar büyük bir Teknik Adam olduğunu gösteriyor.
Kısaca taraftarlardan da bahsetmek istiyorum. İbrahim Apalı diyeceğim sayfalar almayacak, Hakan Seyirci diyeceğim biliyorum hala sesi kısık, Sedat Ertürk diyeceğim Konyaspor sevgisi hala küçük bir çocuk gibi o kocaman yüreğinde, Ertan Soğancı desem biliyorum hala sesi kısık ve hala Konyaspor diyince akan sular duruyor ve 120 dakika boyunca bir an bile susmadan Yeşil Beyazlı temsilcimizin kupayı kazanmasında emekleri olan binlercesi… Bütün Konya ve Konyasporlular adına hepinize ne kadar teşekkür etsek azdır. İnsanın maçı bırakıp onları izleyesi geliyor. Bu insanların Konyaspor sevgisi bitmediği sürece biz daha çok kupalar alır, daha çok Avrupa kupalarına katılırız.
Bahsetmesem içimde kalacak. Küfür etmesini sevmem ama hak edenden de esirgemeyeceksin demek ki… Karşılaşma öncesi spor dünyasının virüsü Erman Toroğlu’nun Konyasporu küçümseyici açıklamasına en güzel cevabı, Konyaspor tribünleri 120 dakika boyunca en güzel şekilde verdi. Protokol tribünü girişinde içeri girerken gördüm kendisini de halimize bir daha ne kadar şükretsek azdır diye düşündüm. İnsan kılığı kalmamış kendisinde… Sonra internetten penaltı atışlarını tekrar izliyorum da Konyasporun kupayı kazandığına hala inanmamış ve üzülmüş gibi yorumlar yapmış… Allahım hiçbir normal insanı ona ve eyyamcı Emre Belözoğlu’na benzetmesin. Fırat Aydınus bu Konya seyircisi seni de unutmaz merak etme…
Ahmet Şan ve cefakar Konyaspor yönetiminden, Aykut Kocaman ve teknik ekibine, masör ve malzemecilerden şoför aliye kadar tüm ekibe, Muhammet Ak ve Hüseyin Ekinci’den tüm personele, oynayan ve oynamayan tüm futbolculardan, devasa Konyaspor taraftarlarına, basınından Konyasporun kupayı kazanması için dualarını esirgemeyen her kalbe ayrı ayrı teşekkür etmek lazım.
Ne mutlu bana ki tarihe bir kez daha tanıklık ettik. 95 yıllık koca Çınar ilk Türkiye Kupasını kazandı… Bide bu maçı canlı canlı izledik. Bence de yani ‘Konya bunu çoktan hak etmişti’’