Bazı insanları anlayamıyorum. Bir işi yapacaksan layıkıyla yapacaksın ve yaptığın işin hakkını vereceksin. Hizmet ettikten sonra yaptığın iyi işlerle anılmakta en iyisi olsa gerek. Yaptığın hizmetler ve icraatlar yıllar sonrada hayırla anılıp yad ediliyorsa senden mutlusu yok demektir.
Uzun yıllardır geldikleri makamda kalan insanları anlayamıyorum. 40 yıl Gençlerbirliği kulüp Başkanlığı yapan ve hayatını kaybedince Başkanlığı oğluna bırakan İlhan Cavcav bunların başında geliyor. 33 yıldır Belediye Başkanlığı yapan Melih Gökçek ve 25 yıldır vekil olan AKP’li Köksal Toptan ve CHP’li Deniz Baykal bunlardan bazıları… Bana biraz ters geliyor bu kadar uzun süre görevde kalmak. Belki 20 yıla kadar anlarım ama 35 yıl 40 yıl aynı koltukta kalmak ne demek. Bana biraz yanlış geliyor. Tabii ki günümüzde artık hiç kimseyi koltuğunda boşuna oturtmuyorlar. Herkes mutlaka oturduğu koltuğun ve yaptığın işin hakkını vermek zorunda kalıyor.
Şimdi gelelim asıl konumuza… Konya’da malumunuz uzun süredir gündemi meşgul eden konulardan biri de Selçuk Ziraat Odası başkanı Nurettin Akcan’ın görevden alınıp alınıp tekrar Başkan seçilmesi. Önceki hafta bu konu ile alakalı yazdığım yazıya Türkiye Ziraat Odaları Birliğinden cevap geldi. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdür Vekili Metin Türkyılmaz imzası ile gelen maili aşağıda aynen size aktarıyorum;
27 Mayıs 2017 tarihli Anadolu’da Bugün gazetesinde yayınlanan köşe yazınızda, Selçuklu Ziraat Odası Başkanlığı’ndan ikinci defa alınan Nurettin Akcan’ın görevden alınmasının sebebini “bu resmen Nurettin Akcan’ın orada oturmasını istemeyenler tarafından tezgahlanan bir oyun gibi geliyor bana” şeklinde yorumluyor, sebebini merak ediyor, haksız ve gerçek dışı ithamlarda bulunuyorsunuz.
Öncelikle, Akcan, yazınızda yer alan hiçbir konudan değil, çiftçilerimizin şikâyetleri üzerine, Selçuklu Ziraat Odası’nda yapılan teftiş ve inceleme sonucu, görevli müfettişin düzenlediği rapor ile tespit olunan, “görevi kötüye kullanma, görevin ifasında kanuna ve mevzuata uymama” fiilinin yasal sonucu olarak ve müfettişin talebi doğrultusunda görevden alınmıştır. Müfettişin söz konusu raporunun bir sureti Cumhuriyet Başsavcılığına da gönderilmiştir.
Akcan, görevden alındıktan sonra Oda Meclisi tarafından ikinci defa Oda Yönetim Kurulu üyeliğine, görev dağılımı sonrası da Oda Başkanlığına seçilmiştir. Böylelikle hem kanuna hem Birlik kararlarına aykırı hareket edilmiştir. Selçuklu Ziraat Odası Meclisi de kendi kararına aykırı harekette bulunmuştur. Bunun üzerine, Selçuklu Ziraat Odası Meclisi görevden alınmış, Odayı yönetmek üzere yönetim kayyumu görevlendirilmiştir.
Nurettin Akcan, Oda’nın hukuken dahil olmadığı, özel bir firmanın gübre ve tohum satışlarını Oda adına uygun olmayan evrak düzenleyip makbuz kesmiş, Oda’yı ürün reklamı yapmak için kullanmış, Oda internet sitesinde ürünün duyurusunu yapmış, üyelere Oda’dan ürünle ilgili cep telefonu mesajları attırmış, en önemlisi de Oda personelini kanunsuz bir şekilde bu iş için çalıştırmıştır. Görevlendirdiği Oda personelini kullanarak üye çiftçilerden ürün karşılığı para tahsilatı yapmış, paraları da Oda hesabına girmemiştir.
Nurettin Akcan’ın, görevden alınması da sizin yazınızdan yer alan ithamlarla ilgisi olmayan, husumete dayanmayan, kanun ve mevzuatın amir hükümleri gereğidir. Ortada tezgahlanan bir oyun, keyfiyen yapılan bir hareket yoktur. Türkiye, söylediğimiz gibi bir hukuk devletidir. Ne Genel Merkez, ne Başkanlık ne de yöneticilik kimsenin babasının malı değildir. Meselenin koltukla da ilgisi yoktur.’’ Demiş ve devamında da açıklamalarına devam etmişler.
Ama son cümle benim kafama takıldı ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı şemsi Bayraktar çeyrek asırı aşkın süredir yani 17 yıldır Genel Başkanlık yapıyor. 17 yıldır Genel Başkansın ve yapılan açıklama ile zıt düştüğü için yazmak istedim.
Demekki bazı insanlar koltuğa ölümüne oturuyorlar. Oturduğun zaman kalkmak bilmiyorsan bence bun un görevle filan alakası yok. Görev süresi boyunca nedeyse Türkiye çağ atlamış. Spor’da Siyaset’te ve dernek ve odalarda anladım ki bazı insanlar ölümüne bir koltuk sevdasına tutulmuşlar…
Ne diyelim Allah sonumuzu Hayr etsin…