Dünyanın her yerinde düşünce, terör ve ifade biçimi arasında ince bir çizgi vardır. Onun için su istimale daima açıktır Gazetecilik… Özel hayat-haber ilişkisi, sermaye-haber ilişkisi, siyaset-haber ilişkisi sürekli gündemde yer alıyorsa bu sıkıntıların gazetecilik ve gazetecilik etiği bağlamında irdelenmesi gerekmez mi?
Gazeteciliğin tamamen bir sopa görevi almaya başlaması ve başkalarını terbiye etme sevdası, insan hakları ve demokrasi açısından nereye oturuyor. Basının tetikçiliği ile hayatların karardığı göz önüne alınırsa, sıkıntının görünenden daha da büyük olduğu anlaşılıyor. Kendileri dışındakilere hayat hakkı tanımayan ve onları aç kurtların önüne atar gibi başlıklar atan gazetelerin gazeteciliklerinin tartışılması ve o anlayışların toplum vicdanında mahkum olması gerekmektedir. Bu ahlaklı gazeteciliğinde olmazsa olmazıdır.
Yine gazetecilik onuru ve haysiyeti haber oluşturma, haberi yorumlama, orijinalliği ön plana alabilme, üretkenlik gibi belli başlı başlıklarda sınıfta kalan bir sürü kişinin klavye delikanlısı olduğu Konya’mızda yerel medyada ise tamamen ayaklar altındadır.
Böyleleri ancak sipariş üzerine, üç yüz kelimeyi geçmeyen bir idrak dünyaları ile başkalarını ululama işlevi görürler. Yerelde ve ulusalda internet siteleri dahil gazetelerin haber içeriği ve köşe yazarlarının konu seçme çetelesini tutun ve bunların bir yorumlayın. Biliyorum siz de yorumlamaya değer bulmayacaksınız… Zaman bize tercüman olmuş ki, bu tür gazetecileri ya şiddetli rüzgarlar ya da yağmur suları alıp götürür. Çünkü “her üçümüzden dördümüz gazeteciyiz” bu da oldukça tüketiyor bizi.
Gazetecilik ile ilgili artılar ve eksiler göz önünde… Yinede ümit varım. Çünkü yerelde ümit vaat eden, bu olumsuz şablonun dışına çıkan gazeteciler daima vardır ve var olacaklardır.
Bizlerde bu ilkeler doğrultusunda önceki gün 1. yılımızı doldurduk. Belki birçok gazete gibi çok satmadık, belki birçok gazete gibi çok para kazanmadık, belki de birçok gazete gibi gündem olup ses getirmedik. Ama en azından hiç kimseye yalakalık yapmadık, hiç kimsenin önünde eğilmedik, para uğruna hiçbir kişi kurum ve şirkete ne kendimizi ne gazetemizi nede gazeteciliğimizi sattık. Biz bu 1 yıl boyunca para ve tiraj’dan çok itibar, güven ve gazetecilik onurumuzu kazandık, halkımızın yanında olarak halkımızı kazandık. Bu da bize yeter. Biz sadece ve sadece gazetecilik yaptık.
Son olarak gecemize katılmayıp bizleri yalnız bırakan Gazeteciler Cemiyeti Başkanımıza, halkın içine indiğini söyleyip aylardır köy köy gezen, nikahlara, nişanlara katılan AK Partili Belediye Başkan adayları Tahir Akyürek, Fatma Toru, Ugur İbrahim Altay ve Mehmet Hançerli’ye ve AK Parti ilçe Başkanları ve yöneticilerine bizleri bu günümüzde yalnız bıraktıkları için teşekkür(!) ediyoruz.
Bu arada bu gecemize il ve ilçe yönetimleri ile birlikte tüm Belediye Başkan adayları ile tam kadro katılan MHP Konya il örgütüne, DSP, DYP, CHP ve İşçi Partisi il teşkilatları ve Belediye Başkan adaylarına, Basın Konseyi Başkanımız Ömer Kara’ya, Konyaspor Kulüp Başkanımız Ahmet Şan ve Yönetim Kurulu üyeleri Fatih Yılmaz, Sertaç Tuza, Güven Öten, Selçuk Aksoy’a Anadolu Selçuklu Spor Kulübü Başkanı Mehmet Günbaş’a, TSYD Başkanımız Recep Çınar’a, Gazeteci büyüklerim Kerem İşkan, Muhammet Kencik, Mustafa Güden, Ahmet Turan başta olmak ismini saymadığım bütün gazeteci arkadaşlarıma, ayrıca bütün iş adamlarına sanayi kuruluşlarına ve davetimize gelen herkese hassaten teşekkür ediyorum.
Unutmadan bizleri gecemizde yalnız bırakmayan Sayın Valimiz Muammer Erol ve Meram Belediye Başkanımız Serdar Kalaycı’ya hassaten teşekkür ve selamlarımı iletiyorum. Gerçek dostlarımızla birlikte nice mutlu ve uzun yıllara...