Minibüsçülerin derdi ne?

Hasan Hüseyin GÜLCAN

Daha önce birkaç kez Minibüsçülerle ilgili yazı yazmış, her seferinde ‘’keşke yazmadan’’ telkinleriyle karşılaşmıştım. Özellikle otobüs ve dolmuş fiyatlarının neredeyse eşit seviyede olmasından dolayı minibüslere olan ilginin arttığını ve artık eskisi gibi işlerinden dolayı şikayet etmediklerini biliyorum.

Minibüsçüler ve toplu taşıma araçlarının sürücüleri toplum içinde yaygın olarak trafik kurallarına uymak konusunda güvenilmeyen kişiler olarak bilinirler. Minibüsün yanından geçen bir sürücü minibüsçünün kontrolsüz kalkış yapabileceğini, sinyal vermeden dönebileceğini ve uygun olmayan şekilde şerit değiştirebileceğini; arkadan takip eden bir sürücü, minibüsçünün yolcu almak uğruna olmadık yerlerde ani fren yapabileceğini; trafik ışığında bekleyen bir sürücü de en sağ şeritteki minibüsçünün sola dönebileceğini gözetmeden araç süremez olmuştur.

Minibüs şoförleri hakkındaki en büyük sorunlardan biride; yolda para saymaları ve para alıp, para üstü vermek gibi işlemleri bizzat seyir halinde direksiyon başında yapmaları, trafik açısından çok tehlikeli olduğu gibi yakın zaman için de ülkemizde bazı vatandaşların bu tür tehlikeli davranışlar sebebiyle minibüs altında kalarak hayatını kaybettiğini hepimiz gazetelerden okuduk.

Dolmuşlarda sık rastlanan temel sorunları ise şu şekilde sıralayabiliriz. Fazla Yolcu Taşıma, Trafik Kurallarına ve Yolcuya Saygısız Davranışlar, Sürücü ve Misafirinin Sigara İçmesi, Müzik Dinleme, Kapı Açma ve Kapama Sorunları, Koltukların Seyahate Uygun Olmayacak Ölçüde Dar Olması, Naylon ya da Pvc Kaplama Koltuklarla Halk Sağlığının Tehdit Edilmesi, Temizlik, Renkli Araç İçi Aydınlatma, Futbol Takımına İlişkin Poster ve Yazılar ile Agresif Yazılar, Kılık Kıyafet, Para Üstü ve Bozuk Para Sıkıntıları, Yolcu Eksikliği Durumunda Seyahat Hızı, Havalandırma Eksikliği ve en büyük sorun bana göre Minibüs şoförünün kendisinde yolcuya bağırma hakkını bulması…

Gelelim bu yazıyı neden yazdığıma… Minibüsçüler Odası Başkanı Muharrem Karabacak’ı bir Oda Başkanından ziyade bir abi gibi görür ve o şekilde sever sayarım. Kendisinin oda adına ve Konya için yaptığı hizmetler kimse tarafından yadsınamaz. Bundan sonrada Muharrem Karabacak isminin Konya adına çok büyük hizmetler yapacağına eminim.

Son 1 ay içerisinde minibüs şoförlerinin araçlarını çok hızlı kullanmaları dikkatimi çekti. Özellikle akşam eve giderken bindiğim minibüslerin süratinin çok olması dikkatimden kaçmadı. İlk fırsatta bunu Muharrem Başkana iletiyim derken, bu hız yapan şoförün aynı kişi olduğunu fark ettim. O akşam minibüs şoförünü hız yapmaması konusunda uyaran bir ablamızın aldığı cevaptan sonra hemen Muharrem Başkanı aradım. Durumu kendisine ilettim ve aracın plakasını verdim. Muharrem Başkan bana bu konuyla hemen ilgileneceğini söyledi. Olayın üzerinden 1 gün bile geçmeden yani geçtiğimiz hafta içerisinde bir başka minibüs şoförü akşam saatlerinde rallideymiş gibi kullanıyor aracını. Hemen kırmızı ışıkta durmasını fırsat bilerek eğildim kulagına ‘Dayı hayırdır, son seferde ondan hızlı gidiyon’’ dedim. Aslında aldığım cevaba şaşırmadım da. Dayımızın evinde misafir varmışta. Daha alışveriş yapması lazımmışta o yüzden hızlı kullanıyormuş aracını akşam akşam… derken evden telefon geldi. Dayım hem araç kullandı hem sipariş listesini aldı evden…

Bu olaydan birkaç gün sonra iş gezisi için İstanbula gittim. Dönüşte uçağın 35 dakika geç kalkması, İstanbul’da geçirdiğim hafta sonunun vermiş olduğu yorgunluktan sonra akşam saatlerinde eve giderken bindiğim dolmuş şoförünün davranışları beni hasta etti. Minibüsün içerisinde milletin kucağına düşen kalkan kadınlar kızdan, anasının kucağında düşmemek için karşısında önündeki koltuğa 4 elle sarılan küçük bir çocuk, şoföre söylenen, mırıldanan insanlar ve telefonumun şarjının bitmesine deli olan ben… Telefonumun şarjı olsaydı bu görüntüleri Muharrem Başkana izletecektim ama kısmet değilmiş.

Minibüsün plakasını aldım. Acaba bu minibüs şoförlerinin bu kafalarına göre davranmaları, motor yarışında motor kullanır gibi minibüs kullanmaları ve taşıdıkları insanların canını hiçe saymaları ne zaman son bulacak. İlla birinin başına bir şeymi gelmesi gerekiyor…

Muharrem Başkana selamlar… Başkanım seni seviyoruz…