Aşk- Meşk Sevgi ile alakalı bir yazı yazmıştım geçen haftaki yazımda ve bu haftada benzer şeyler yazmayı düşünüyordum ama öncesinde kısacık bir Konyaspor’dan bahsedeyim.
Ligin ilk yarısında bittiğinde çoğu Konyalının bile düşer dediği hatta düşmesini bile isteyenlerin çoğunlukta olduğu Konyaspor yapılan son dakika transferleri ile adeta yeniden doğdu. Yatabare transferi ile gözleri açılan, Orkan Çınar transferi ile kendine gelen Konyaspor taraftarının sevinci Adis Jahoviç ve Samuel Eto’o transferleri ie zirve yaparken Volkan Şen ise transfere son nokta oldu. Şimdi herkes memnun. Özellikle Galatasaray karşısında rotasyonlu kadronun oynadığı oyun Başakşehir maçı öncesi herkesi umutlandırdı. Taraftar her zamanki gibi desteğin en büyüğünü verecektir, yönetim de elinden geleni yaparak ara transferin şampiyonu oldu şimdi sıra teknik heyet ve futbolcularda… Bu arada yöneticilere tekrar tekrar teşekkür etmek istiyorum. Belki de Konyasporun geleceğini kurtardılar yaptıkları transferlerle…
Evet, şimdi gelelim asıl konumuza… Zor.. Çok zor, İnsanın aklındakileri, kalbindekileri yazabilmesi gerçekten çok zor... Benim sevmekten anladığımı anlatabilmek değil de aktarabilmek zor aslında… Hani derler ya anlatmakla olmaz yaşayacaksın diye tam olarak öyle bir şey işte. Gel gör ki herkesin böyle yaşayabileceğini sanmıyorum sevgiyi. Sevmek sevilmek bambaşka duygular, ana sevgisiyle başlayan bayrak ve vatan sevgisiyle değişmeyen sevgi kavramlarımıza hayatımızın belli dönemlerinde yeni yeni sevgi kavramları giriyor.
Ve öyle bir zaman gelir ve öyle bir umut doğar ki insanın içine yeri geldiğinde kendi bile şaşırır olanlara. Boşuna dememişler hayat sürprizlerle doludur diye. Hayat insanın karşısına en ummadığı zaman öyle bir şey çıkarıyor ki insana adeta ‘Hayattan hiçbir zaman umudunu kesmeyeceksin’ dedirtiyor.
İşte hayatın bizlere sunduğu bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve şansımızı sonuna kadar zorlamalıyız. Egoist olanlar kendi çıkarları için nefes alıp verenleri bir kenara bırakır ve hayat müşterektir düsturundan yola çıkarsak sevgilerde karşılıklı olmalıdır. İnsan sevdiği zaman sevilmekte ister. Bugüne kadar en büyük aşklarda karşılıklı yaşanılan sevgilerden doğan aşklar olmuştur hep…
Mesela kimi zamanda merak ediyorum, acaba sevmek – sevilmek mi? Yoksa saygı duymak saygı görmek mi? ve cevabını kendi adıma veriyorum sevdiğin zaman saygıda duyarsın, saygı olduğu zaman sevgi de kendiliğinden gelir. Ben sevdiğim zaman saygıda duyarım, saygı duyduğum insanı severimde… Ama bazen insan merak ediyor! Acaba o da beni seviyor mu diye? Seviyor mu ki acaba?