Kaç haftadır söylüyorum. Daha doğrusu söylemeye yazmaya çalışıyorum. Mesut Bakkal’da bir sıkıntı olduğunu…
Bu sıkıntı zaman zaman alınan kötü sonuçlardan sonra dile getirildi. Zaman zamanda oyuncu değişlikleriyle ilişkilendirildi. Geç oyuncu değiştirmesinden tutunda oyuna müdahalede yaptığı zamanlama hatalarına kadar çok konuşuldu Mesut Hoca…
Hatta giydiği Sarı-Lacivert eşofmanı bile haber konusu oldu. Totem yaptığı aynı eşofmanları giydiği için yenilmediği bile söylendi. Hatta ilginçtir bu haber ulusal Gazete ve TV’lerde bile yer aldı.
Kazandığı maçlarda ortaya konan futbol, kaybettiği maçlarda oynadığı oyun ve oyuncular ile taraftarlar arasında kurduğu sıkı diyaloglar Mesut Bakkal’ın Konya’da sevilmesini ve saygı görmesini sağladı.
Şimdi gelelim bu yazıda Mesut Bakkal ile ilgili yazmak istediklerime… Konyaspor Rizespor maçının zor geçeceğini biliyordum. Hatta Rizesporun kendi sahasında ve taraftarı önünde kazanıp ligden düşme korkusunu tamamen üzerinden atacağı muhtemeldi ve herkesin beklediği bir şeydi.
Maçı Rizespor 3-1 kazandı ve genelde herkesin beklediği oldu maç sonunda. Rizespor kendi saha ve taraftarı önünde kazanarak ligden düşme korkusunu bir nebzede olsa üzerinden atmış oldu. Buraya kadar sıkıntı yok.
Benim asıl şaşırdığım ne biliyormusunuz. Maç bitti maçtan sonra TV’den maç sonu röportajları izliyorum. Mesut Hoca’nın röportajını ağzım açık izledim. Bir Teknik Direktör böyle bir açıklama yapamaz. Daha doğrusu böyle bir açıklama yapmaya hakkı yok. Böyle bir açıklama olabilir mi?
Bakın açıklamayı aynen aktarıyorum size;
Torku Konyaspor Teknik Direktörü Mesut Bakkal, sezon içerisinde zaman zaman anlamakta zorlandığı maçlar oynadıklarını vurgulayarak, "Hiçbir şey anlamadan, keyif almadan yenildiğimiz bir maç. Çaykur Rizespor'u kutluyorum. Gekas'ın direkten dönen topu sonrası yan toptan gol yedik. İkinci yarı atak gibi görünsek de iyi değildik. Lua lua'nın çok farklı bir oyuncu olduğunu, usta oyuncular için söylenebilecek bir şey olmadığını kaydetti.’’
Allah Allah bu nasıl bir açıklamadır yahu! İfadeye bir bakın "Hiçbir şey anlamadan, keyif almadan yenildiğimiz bir maç" Ne demek ya, böyle bir ifade olabilir mi. Mesut Hoca Rizespor maçından bir şey anlamamış. Eeee sen anlamadıysan ben anlayacağım. Sen bu takımın Teknik Direktörüsün, sen anlamayacaksın biz mi anlayacağız. Madem keyif almıyorsun, madem maçtan bir şey anlamıyorsun, ne diye oyuncu değiştirmiyorsun. Yanında oturan adamlar bu takımın oyuncuları ve görev verildiği zaman terinin son damlasına kadar bu takım için savaşan isimler. O zaman maçı keyifli hale getirecek gene sensin. Bilgisayar oyunu değil ki bu bizler Bilgisayar başından oturduğumuz yerden oyuncu değiştirelim. Farzet ki öyle bir şansım olmuş olsa da o zaman oyuncu değiştirmem ilk olarak Teknik Direktörü değiştirir oyunuma öyle devam ederim.
Mesut Hoca maçtan sonra, ben bu maçtan bir şey anlamadım zevk almadım demiş ya, bende aksine;
"Ben bu yazıdan çok şey anladım ve çok da zevk aldım. Demek ki algılama meselesi bu işler"