Ağladım, Sinirlendim, Utandım, Küfrettim

Hasan Hüseyin GÜLCAN

12’sinde evlendirilen, 13’ünde anne olan, 14’ünde evinde tüfekle vurulmuş halde ölü bulunan Kader Erten’in hikayesini okuduğumdan beri ‘Halam Geldi’ filmini düşünüyorum...

Kader Erten, Siirt’in Pervari ilçesinde yaşamış bir çocuk gelin. (Çocuk gelin lafı da olayı yumuşattığı için sevmiyorum!)

‘Halam Geldi’ ise konusu çocuk gelinler olan bir film, gerçek bir hikâyeden senaryolaştırılmış. Adını, Anadolu’da kızların muayyen günlerini gizlice anlatmak için kullandıkları cümleden almış. Her iki hikaye de acı dolu, cahillik dolu, çirkinlik dolu. Ahmet Kaya gibi söylemek gerekirse; nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.

Ama son derece gerçek ne yazık ki.

***

‘Halam Geldi’ vizyona girmeden, fragmanını izlediğimde öyle böyle değil, çok etkilenmiştim.

Film bittiğinde de pişman olmadım; çok çarpıcı, çok gerçekçi, çok etkileyiciydi. Ağlamaktan bitmiş tükenmiş halde bitirdim filmi. Hem ağladım, hem sinirlendim, hem utandım, hem kalbim sıkıştı, hem küfrettim, hem lanet ettim.

Geçtiğimiz günlerde Kader’in hikayesi haber olduğunda; bu kez bir kez daha canlandırdım filmi gözlerimde..  “İki haftada 60 bin izleyici! İnsanlar komedi filmlerine gidiyor. Ne yapmak lazım bilmiyorum” açıklaması düştü, internete filmin yapımcılarından…

Üzüldüm açıkçası...

Ben de memleketin şu kasvetli gündeminde içimi açacak, ferahlatacak, beni güldürecek şeyler izlemeyi istiyorum ama gerçeklerden de kopmamak lazım diye düşünüyorum.

Oysa filmde oynayan çocukları görmelisiniz, o kadar müthiş, o kadar doğal oynuyorlar ki, izlemezseniz çok şey kaçıracaksınız. Film henüz vizyondayken, gerçeklerle yüzleşmenizi tavsiye ediyorum.

Kadersiz ‘Kader’in de hiç hatırı yok mu?

**

Birde aklıma gelmişken;

Şu havai fişek olayını anlamış 1’i değilim... Kimler bu salak ışık zavallılığından zevk alıyor?

Üstelik aynı şeyler... Aslında beni asıl rahatsız eden sesi! Çarşı görmeyen ama çarşıya yakın sayılabilecek 1 yerde oturuyorum.

Ara sokaklarda yarış yapan arabalar ve motorlar ile geç saatlerde başlıyorlar şapşal havai fişek olayına.

gümmm pattt...

Ya buna bir dur diyen yok mu?

Evimizde birbirimizi duyamaz hale geldik.

Biri duruyor, diğeri başlıyor...

Akıllanmamız, önlem almamız için bir kaç tanemizin gözünde kulağında mı patlaması lazım...

Ha bir de dün gece (Pazar gecesi) saat 02.38 de mesaj atan ve kendi köşe yazısı için beni uykumdan eden değerli arkadaşım, o gece uykusuz bıraksan da beni gene de seni seviyorum…