Câbir İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi:
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e bir bedevî geldi ve:
- Ey Allah’ın Resûlü! Kişinin cennete veya cehenneme girmesini gerektiren iki etken nedir? diye sordu.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Allah’a ortak koşmadan ölen cennete girer; Allah’a şirk koşarak ölen de cehennemi boylar” buyurdu. (Müslim, Îmân 151)
AÇIKLAMALAR
Cehennem azâbından yakayı kurtarıp cennet nimetleri içinde mesut olmak, her müslümanın arzu edeceği bir mutlu sondur. İnsanı böylesi bir âkıbetten mahrum edecek iş ve tavırlar elbette merak konusu olacaktır. Hadisimizde bu konudaki merakını gidermek isteyen bir bedevî ile karşılaşıyoruz.
Bedevî, Efendimiz’e insanın cennet veya cehenneme girmesini gerektiren iki şey nedir? diye soruyor. Hz. Peygamber de Allah’a ortak koşmadan ölmenin cennete, Allah’a şirk koşmanın da cehenneme girmeyi gerektirdiği cevabını veriyor.
Allah’ın eşi, ortağı ve benzeri olmadığı inanç ve ikrarı üzere ölmek, tevhid inancına sahip olarak ölmek demektir. Sonucu ise cennete girmektir. Ancak herhangi bir yaratığı, isterse bu bir melek veya peygamberlerden biri olsun, Allah’a ortak tutarak ona kulluk etmek şirktir. Şirk ise, Allah Teâlâ’nın affetmeyeceğini bildirdiği yegâne günahtır. Sonucu da tabiî olarak temelli cehennemde kalmaktır.
Hadisimizde amellerden veya günahlardan hiç söz edilmemiş olması, meseleyi temelinden ele almak demektir. Zira şirke bulaşmadan ölen kimsenin zina ve hırsızlık gibi büyük günah işlemiş bile olsa, cennete gireceğine dair Hz. Peygamber’in kesin beyanları bulunmaktadır. Allah Teâlâ, inkârdan kaynaklanmayan günahları dilerse baştan affederek kulunu cennete koyar, dilerse cezasını cehennemde çektirdikten sonra cennete koyar. Ama sonuç, cehennemde temelli kalmamak, cennete girmektir.
Öte yandan kesin olan bir başka gerçek de küfür ve şirkin insanı ebediyyen cehennemde hapsedeceğidir.
Böyle olunca, Sevgili Peygamberimiz, cennet ve cehennemi gerekli ve devamlı kılan asıl meselenin, iman ve şirk olduğuna dikkatimizi çekmiş olmaktadır. Bu da ümitli olmak, Allah’ın rahmetini ummak bakımından oldukca güven veren bir husustur. Zira şirke düşmemek, cennete kavuşmak için yetmektedir.
İbadetler, hayır ve hizmetler, bunların hepsi, cennetteki derecelerle ilgilidir. Hadîs-i şerîf, mânaya tesiri olmayan bazı değişik kelimelerle rivâyet edilmiştir. Ayrıca birinci cümlenin Abdullah İbni Mes’ûd’un sözü, yani mevkuf olduğunu gösteren rivâyeti de vardır (bk. Müslim, İmân 150). Ancak, bütünüyle Hz. Peygamber’e ait (merfû) olduğu, bir çok senedle gelen rivayetlerden anlaşılmaktadır.
HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1. Allah’a şirk koşmadan ölen eninde sonunda cennete girer.
2. Allah’a herhangi bir varlığı ortak tutan ve tövbe etmeden öylece ölen kimse de cehennemi boylar ve orada temelli kalır.
3. Tevhid, cennetin anahtarı; şirk cehennemde temelli kalma sebebidir.