Ebû İbrahim Abdullah İbni Ebû Evfâ radıyallahu anhümâ dedi ki:
Biz Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir seferde beraber bulunduk. O oruçlu idi.
Güneş batınca, oradakilerden birine:
- “Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!” buyurdu.
O:
- Ey Allah’ın Resûlü! Keşke geceyi bekleseydin? dedi.
Hz. Peygamber:
- “Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!” buyurdu.
Adam yine:
- Henüz gün devam ediyor, dedi.
Resûl-i Ekrem yine:
- “Ey fülan! Haydi binitinden in, bize sevik karıştırıver!” buyurdu.
Bunun üzerine adam indi ve oradakiler için sevik karıştırıp çorba hazırladı. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bunu içti sonra eliyle doğu tarafını işaret ederek şöyle buyurdu:
- “Gecenin bu taraftan belirdiğini gördünüz mü oruçlunun iftar vakti gelmiş demektir.” (Buhârî, Savm 33, 43,44,45; Talâk 24; Müslim, Sıyâm 52-54. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Savm 19)
AÇIKLAMALAR
Bu hadis, hem iftar vakti hem de ne ile iftar edileceği konularına dair bilgi vermektedir.
Hadîs-i şerîfte söz konusu olan sefer, ramazan ayında gerçekleştirilmiş olan Mekke fethi yolculuğudur. Çünkü hadisin râvisi İbni Ebû Evfâ yine ramazanda çıkılmış olan Bedir seferine katılmamıştır. Hz. Peygamber’in kendisine emir verdiği sahâbî de Ebû Dâvûd rivayetinden anlaşıldığına göre Bilâl-i Habeşî’dir. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in hazırlanmasını istediği yiyecek, kavrulmuş unun su veya sütle karıştırılmasıyla yapılan bir çeşit çorbadır. Yurdumuzun bazı yörelerinde buna “helle” denir.
Güneş ufuktan kaybolunca, Efendimiz hemen çorbasının hazırlanmasını istemiş, fakat Bilâl, henüz batı tarafındaki kızıllık devam ettiği için, onun da kaybolması lâzım geldiğini sanarak Hz. Peygamber’den ısrarla biraz daha beklemesini istemiştir. Efendimiz’in aynı emri üç kere tekrar etmesi üzerine de bineğinden inip çorbayı hazırlamıştır.
Bilâl-i Habeşî’nin bu tavrı, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in emrine muhalefet değil, henüz akşamın olmadığı kanaatini taşımasından ve meseleyi iyice anlamak istemesinden ileri gelen bir tavırdır. Bu sebepledir ki Hz. Peygamber kendisine kızmamış, bu konuda kesin kanaat sahibi olduğunu üç kere emrini tekrar etmek suretiyle göstermiştir.
Hz. Peygamber, hazırlanan çorbadan içtikten sonra, kırda-bayırda akşam olduğunu anlamanın yolunu, mübârek eliyle doğu tarafını göstererek, gece karanlığının bu taraftan geldiğini, belirdiğini gördünüz mü, oruçlu için iftar vakti girmiş demektir buyurmuştur.
HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1. Peygamber Efendimiz hazarda ve seferde orucunu açmakta acele ederdi.
2. Ramazanda yolculuk yapan kimsenin oruç tutması daha faziletlidir.
3. Güneş batar batmaz oruç açmak helâldir.
4. Bir kimsenin öğrenmek maksadıyla bir şeyi en fazla üç defa sormasına müsaade edilir.
5. Hurma ile iftar etmek şart değildir, su ya da bir başka içecekle de oruç açılabilir.
6. Şer’î kurallar, duyular üzerinde de geçerlidir. Akıl veya diğer duyulara dayanılarak şeriata karşı çıkılamaz.