PERŞEMBE HADİSİMİZ

Halis Özdemir

Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem “Kul hüvallahü ahad” sûresi hakkında şöyle buyurdu:

“Canımı gücü ve kuvvetiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, bu sûre Kur’an’ın üçte birine denktir.”

(Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 13. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitr 18; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 11)

Bir başka rivayete göre:  Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabına şöyle buyurdu:

“Sizden biriniz bir gecede Kur’an’ın üçte birini okumaktan âciz mi kalıyor?” Bu onlara gerçekten zor geldi ve:

–Buna hangimizin gücü yeter ki, yâ Resûlallah! dediler. Bunun üzerine Efendimiz:

“Kul hüvellahü ahad Allahü’s-samed, Kur’an’ın üçte biridir” buyurdular.

(Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 13. Ayrıca bk. Müslim, Müsâfirîn 259; Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 11)

Enes radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam:

–Ben şu “kul hüvellahü ahad” sûresini seviyorum, dedi. Peygamberimiz:

“Şüphesiz ki onun sevgisi seni cennete sokar” buyurdular.

(Buhârî, Ezân 106. Ayrıca bk. Tirmizî, Fezâilu’l-Kur’ân 11)

 

AÇIKLAMALAR

Görüldüğü gibi, İhlâs sûresiyle ilgili bu rivayetlerin her biri muhteva itibariyle aynıdır. Sadece muhteva değil, hadisler arasındaki lafızlar bile müştereklik arzetmektedir. Bu sebeple hepsini birlikte ele almamızın daha isabetli olacağını düşündük.

 

İhlâs sûresinin de Fâtiha gibi birden çok adı bulunmaktadır. İhlâs’dan sonra en yaygın olan adı “Kul hüvellahü ahad”’dır. Fakat bu sûreye “Tevhîd sûresi”, “Ma’rifet sûresi”, “Tefrîd sûresi”,“Tecrîd sûresi”, “Necât sûresi” adları başta olmak üzere, Kur’an tefsirlerinde sayılan daha başka birçok isim verildiğini görürüz. Bu sûre, müşriklerin Peygamber Efendimiz’e: “Bize Rabbinin nesebini söyle!” demeleri üzerine nâzil olmuştu (Tirmizî, Tefsîru sûre (112), 1). Bu sebeple “Nisbe sûresi” de denilmiştir. Allah Teâlâ’nın nesep, soy sop gibi şeylerden münezzeh olduğu, sûrede açıkça belirtilmiştir. Fakat bu kadar değil, İhlâs sûresi dinin temeli olan tevhid inancını en mükemmel şekilde ve en kısa tarzda dile getirmiştir. Bu sebeple “Esâs sûresi” diye de anılır. Bu sûrenin muhtevâsı tam kavranılırsa, Allah Taâlâ hakkıyla tanınmış olur. Çünkü ahad, samed, lem yelid, ve lem yûled, ve lem yekün lehu küfüven ahad nitelemelerinin her biri Cenâb-ı Hakk’ın yüce cemâlinin eşsiz vasıflarıdır. Bu sebeple de sûreye “Cemâl sûresi” denilmiştir. Bu sûre ile Allah’a sığınılacağı (teavvüz), kabir sıkıntılarına bu sûrenin mani olacağı, sürekli okuyup mâna ve mahiyetine  gönülden inanmak ve tefekkür etmek suretiyle insanı şirkten uzak kılacağı, daima tevhidi hatırlattığı için gerçek bir zikir olduğu gibi diğer özellikleri bu metni kısa sûreyi çok önemli kopmaktadır.

 

1. Mebde, yani varlığın başlangıcıyla ilgili ilimler;

2. Meâd, yani varlığın sonu hakkındaki ilimler;

3. Sırât-ı müstakîm, yani dosdoğru olan yolun ilmidir.

 

Peygamber Efendimiz’in Kur’an’ın her harfine on sevap verileceğine dair bu konunun başında açıkladığımız hadislerine bakarak bu görüşe itiraz edenler olmuştur. Bu itirazlara birtakım aklî ve naklî yorumlarla cevaplar verilmişse de bizim bu tafsilâtı tefsirlere bırakmamız daha doğru olur. Bu konuda İbni Abdülber şöyle der: “Biz, Hz. Peygamber’den sahih olarak nakledildiği sabit olan rivayetlerle amel eder, ona asla muhalefet etmeyiz. Peygamberimiz’in söylediği sözlerden mânasını kavrayamadıklarımıza da öylece inanır ve Resûlullah’ın söylediği sözlerin bilgisine sahip olduğunu kabul ederiz. İhlâs sûresinin neden Kur’an’ın üçte birine denk olduğu konusunu da bilmiyor, fakat Resûl-i Ekrem’in bu konudaki sözlerine inanıyoruz”. Buhârî’nin hocası meşhur muhaddis İshak İbni Râhûye: “Bu hadisin anlamı, üç İhlâs okuyan kimse bütün Kur’an’ı okuyan kadar sevap kazanır demek değildir. Hatta iki yüz defadan fazla okusa bile bunu demeyiz”  demektedir. Şunu kabul etmek gerekir ki, “Kim bir iyilik yaparsa ona on katıyla sevap vardır” [En’âm sûresi (6), 160] vaadiyle bir harfe on sevap veren Allah, dilerse İhlas sûresine diğerlerinin tamamına veya üçte birine denk bir sevap verebilir. Buna mânî bir durum ve aksini ispata yarayacak şer’î  bir delil yoktur. Tam aksine “Allah dilediğini yapar” [İbrahim sûresi (14), 27] ve “Dilediği gibi hüküm verir” [Mâide sûresi (5),1] gibi Kur’an âyetlerinden başka sebep aramak da doğru olmaz.

HADİSLERDEN ÖĞRENDİKLERİMİZ

1. İhlâs sûresi, metni kısa fakat muhtevası yoğun sûrelerdendir.

2. İhlâs sûresinin birçok ismi olup “Kul hüvellahü ahad” bu isimlerden biridir.

3. İhlâs sûresi Kur’an’ın üçte birine denktir. Bu denklik, ihtivâ ettiği ilim ve mâna derinliği ile ilgili olabileceği gibi, sevabıyla da ilgili olabilir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.