“Allah sizi kendisinin emirlerine karşı gelmekten sakındırır. Dönüş Allah’adır.” Âl-i İmrân sûresi (3), 28
Âyetin tamamının anlamı şöyledir:
“Mü’minler inananları bırakıp kâfirleri dost edinmesin. Kim böyle yaparsa, Allah ile bir dostluğu kalmaz. Ancak onlardan gelebilecek bir tehlikeden korunmanız başka. (Şerlerinden korunmak için dost gözükebilirsiniz).
Allah sizi kendisinin emirlerine karşı gelmekten sakındırır. Dönüş Allah’adır.”
Allah Teâlâ’nın bizi sakındırdığı, yapmamızı istemediği her şey, hem dünyada hem de âhirette bizim lehimizedir. Mü’minin hayatı, Allah’ın çizdiği sınırlar içinde olmalıdır. Bu sınırları aşan, tehlikeye düşmüş olur.
Mü’min bir kişi, din kardeşlerine ve İslâm’a zararı dokunacak, dine aykırı düşecek tarzda kâfirlerle dostluk ve işbirliğine girmez. Ancak mü’minler, bütün insanlara karşı olumlu yaklaşımdan, âdil davranıştan, iyilik yapmaktan men edilmemişlerdir.
Hukuka riâyet, sözünde durmak, ciddiyet, insanlık, merhamet ve imanın gereği olan bütün güzel huylar mü’minin ayırıcı özelliğidir.
Bir kâfir, mü’mine dünyaları bağışlasa bile, ne imanına, ne de din kardeşlerine en küçük zarar verecek bir şeyi ona kabul ettiremez. Kişilik sahibi mü’min de böyle bir şeyi bilerek yapmaz; ama yanılıp aldanabilir. Hatasının farkına vardığı anda bunlardan kurtulmak için elinden gelen gayreti göstermesi gerekir.
Mü’minlerin sahip olması gereken en önemli niteliklerden biri, Allah korkusunu her şeyin üstünde tutmalarıdır. Bunun göstergesi de, Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınmalarıdır. Bu âyet bizi bu konuda uyarmaktadır.