“Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.”
Muhammed sûresi (47), 7
Âyet-i kerîmede, siz Allah’a yardım ederseniz, Allah da size yardım eder, buyurulmaktadır. Şüphesiz Allah Teâlâ’nın kimsenin yardımına ihtiyacı yoktur. Kullarına yardım eden O’dur. Şu halde Allah’a yardım etmek sözü mecâzîdir.
Allah’a yardım demek, O’nun emrini tutmak, dininin öğrenilmesi ve yayılması için çaba sarfetmek ve bu maksatla Resûlü’ne yardımcı olmak demektir. Cenâb-ı Hak herkese, dilediğini yapabilmesi için irade vermiştir. İnsan, iradesini Allah’ın emirlerini yapma ve yasaklarından uzak durma, böylece O’nun rızâsını elde etme yönünde kullanır, dinine hizmet etmeye karar verirse, Allah da ona yardımcı olur. Hedefinin önündeki bütün engelleri kaldırır. Gönlündeki korkuyu çıkarır. Dayanma, direnme ve zafere ulaşma gücü ve imkânı lutfeder.
Bu âyeti yine mecâzî anlamda olmak üzere farklı yorumlamak isteyenler de vardır. Buna göre âyetin mânası, eğer siz Allah’ın koyduğu kanunlara uygun olarak çalışıp ziraat yapar, yeryüzünü ekip biçerseniz, Allah da sizin emeğinizi boşa çıkarmaz, çalışmanızın karşılığını vererek size yardım eder, demektir.