Hayatımızın içerisinde olan bir sektör var ki ürettikleri içeriklerle çığ düşer gibi yaşamımızın ana dinamiklerini yerle yeksan ediyor.
İyilik insanın yaratılış hamurunda olan bir haslettir. Dünyanın neresinde olursa olsun iyi iyidir ve bu kavramın davranış boyutu tüm insanlarda aynı etkiyi gösterir. Fakat her ortamda geçer bir değer olan iyi son yıllarda ülkemizde senaristlerin elinde yerini kötülüğe bıraktı. Bir zamanlar sevgi, saygı çerçevesinde, sıcak yuva olarak işlenen aile kavramı şimdilerde öfke, haset, kin, kıskançlık gibi bir çok kötü hasletlerin ön plana çıktığı, nikah dışı çocukların türediği, parçalı, bölünmüş aile şeklinde işleniyor. Ayrıca ebeveyn modelleri ailem adı altında, kendilerine her şeyi mübah gören otoriter tavırlarla sürekli mutsuz bir aile yapısını savunmaları bu ülkeye ne katıyor ben çok anlamadım.
Mesela
Neden hep kötülük ön planda?
İyi ve güzel olan, insanları motive eden, geliştiren, ufkunu açan veya bir yanlışa dikkat çeken ama sonucunda doğruya ulaştıran senaryolar neden yazılmıyor ?
Birde neden hep dramadan besleniyor bu sektör ?
Aslında bu soruların bir çok cevabı var. Fakat bu gün sadece bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum.
Endüstrileşme ile beraber az gelişmiş ve gelişmekte olan toplumların aile modeli modernleşme kuramına göre Batı tipi bir aile modeline doğru evrilmesi beklendiği için, bu sisteme bu sektör yardım ediyor.
Çünkü Türk aile kavramında dayanışma var. Birbirine bağlı aile modeli var. Dinin kültürü olan iyilik, yardımlaşma, saygı ve sevgi üzerine kurulu bir yapısı var. Fakat bunların yerine, bireycilik belirgin bir şekilde işlenerek, egolar beslenerek ebeveyn - çocuk ilişkilerine zarar veriliyor. Çocuklar için aile iyi hasletleri barındıran bir yapı yerine tüm kötülüklerin öğrenildiği bir yapı olarak lanse edilmek isteniyor.
Eğer öyle olmasaydı Türk toplumunun kendine has güzel hasletlerini sadece reklamlarda kullanmazlardı. Dert para kazanmak olunca değerleri öyle bir duygusal içerikle işliyorlar ki sanırsın sana ve senin önemsediğine değer veriliyor. Oysa büyük bir aldatmaca var.
Bu konu o kadar derin ki laf lafı açacak.
Uzatmadan şunu da belirtmek isterim ki, yapılan araştırmalara göre tüm bu çabalara rağmen batıdaki modern bağımsız aile modeli Türk toplumuna giydirilemiyor. Bunun yerine modernleşme sürecinde, duygusal yakınlık ve bağlar bozulmadan kalırken, kişisel özerkliğin artabileceği varsayımı üzerinde duruluyor.(Çiğdem Kağıtçıbaşı)
Yani villalı sektör ne kadar çabalarsa çabalasın her şey sizin elinizde. Lütfen aile dinamiklerinizi koruyun. Genç nesillere doğru olanları verin ki sahtelerin farkına varsınlar. Sorgulasınlar.