Misafir odasında kaç gün kaldın

Halime Bilgin

Her kültürün kendine has alışkanlıkları vardır. Fakat bazı alışkanlıkları bir kaç kültürde görebiliriz. Mesela, bir çok ülkede farklı da olsa misafir ağırlama vardır.

İtalya'da misafir eve yemek yemeye davet edilirken, Hindistan'da çay ve kahve eşliğinde atıştırmalık ikram edilir.

Amerika'da misafirle birlikte yemek yapılır veya dışarda yenir.

Fakat Japon kültüründe, Arap kültüründe ve Türk kültüründe misafirliğin önemi çok fazladır. Bu kültürlerde misafirlerin rahatı için ne gerekiyorsa yapılır.

Japonya da misafirlere özel olarak düzenlenmiş bir oda ve yatak hazırlanır. Misafirlerin ayakkabılarını çıkararak evin içine girmesi beklenir.

Türk kültüründeki gibi Japonlarda eve ayakkabı ile girilmez. Rahat etmeleri için ev sahibi her şeyi yapar. Misafirleri evde karşılamak ve onları hoş tutmak bir görev sayılır.

Türk kültüründe ise bu durum daha da çok önem arz eder. Hiç bir yerde görülmeyen bir gelenek olarak, daha yuva kurulurken özel misafir odaları döşenir. Misafir tabakları, kaşıkları, çatalları ve dahası özel olarak alınır. Günlük kullanılan eşyalardan ayrı olarak .Hatta yemekler bile özel menüler şeklinde yapılır misafirlere ikram edilmek için.

Fransızlarda misafir odası yok mesela salon var ve herkes için. Ama çocuk odaları her evde mutlaka var metrekaresine göre küçük veya büyük.

Misafirperver bir milletiz ve yaşamımızı misafire göre ayarlıyoruz. Bu bir Türk realitesi.

Kızımın Fransız arkadaşı bize geldiğinde , annenin neden bu kadar çok tabağı var. Çok fazla değil mi ? demiş. Çünkü onlarda misafir ağırlamak deyimi yok. Arkadaş görmek isterse kafelerde randevulaşarak görüşüyorlar veya restoranda yemekte birlikte oluyorlar. Bizde evde ağırlanan misafir onlarda dışarda ağırlanıyor. Hatta hesap Alman usulü herkes kendi yediğine içtiğine göre ödemesini yapıyor. Bizim kırk yılda bir dışarda eş dostla yediğimiz yemek hesabında ben ödeyeceğim yok olmaz ben adama hesap ödetmem , benim misafirimsin, ben ödeyeceğim hayır hayır olmaz gibi cümleleri asla duymazsınız.

Adam çağırır seni görmek için veya doğum günü kutlamasına sen hem hediyeni götürür hem de yediğin yemeğin hesabını öder dönersin evine. Bizim ülkemizdeki gibi hiç bir millette olmayan bu özelliğimizi kaybetmeyelim lakin önceliğimiz birazda kendimizde mi olsa diyorum bazen. Çünkü, taksiti bitmemiş mobilyalı süslü vitrinli kocaman salonları hadi kışın ısıtma problemi nedeni ile oturmuyor insanlar da yazın neden oturmadıklarını bir türlü anlayamıyorum.

Misafir için tamam ama kendin neden hiç oturmuyorsun. Haftalık temizliğini yapıp kapısını kapatıyorsun. Bu durum bize, yaşamımızdaki değerler bütününü gösterir aslında. En değerlimiz misafirlerimiz. Yani hayatımızı başkalarına göre oluşturuyoruz ve toplumsal yapımız buna göre şekilleniyor.

Fransa'da ise en değerlileri çocukları ve bireysel bir toplum yapıları var. Misafirperverlik hoş bir davranış ve halk arasında dini ibadet olarak da geçer. Gelen misafirin eve bereket getirdiğine inanılır. Tüm bunlar erdemli bir davranış, benim takıldığım nokta misafir odaları.

Bir çocuk ömrünün kaç saatini misafire ayrılmış odada geçirebildi. Veya üç kardeş aynı odada sıkışık kalırken misafir odası neden boş kaldı.

Birey toplumu olmayalım, fakat bireye gereken önemi es geçmeyelim.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.