Anadolu'da Bugün Gazetesi’ nin çok değerli takipçileri geçtiğimiz haftaki yazımda Page Group tarafından yapılan Yetenek Trendleri 2023 adlı çalışmadan bazı rakamlar vererek pandemi sonrasında çalışma hayatında ortaya çıkan dikkat çekici değişikliklerden bahsetmeye başlamıştım. Bu yazımda da yine aynı çalışmada öne çıkan bazı ilginç sonuçları yorumlamaya devam edeceğim.
Araştırmada günümüz çalışma hayatında yetenekli çalışan sayısının giderek azaldığı ve bu gruptaki kişilerin mevcut şirketlerine bakış açıları ile bağlılık ve memnuniyeti oluşturan faktörlerin de ciddi anlamda farklılaşmaya başladığı vurgulanıyor.
‘’Büyük İstifalar Dönemi’’ olarak anılan ve pandeminin tetiklediği düşünülen son birkaç yılı kapsayan periyotta iş hayatı ve çalışanlar açısından değişen bazı dinamikler pandemi süreci sona ermesine rağmen artık kalıcı olmaya başlamıştır.
Pandemi süresince gerek ülkemizde gerek bütün dünyada büyük ekonomik sıkıntılar baş göstermiştir. Uzun süreli sokağa çıkma ve seyahat yasakları iş hayatında farklı çalışma modellerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu dönemde evden çalışma kavramı gelişmiş ve özellikle bazı meslek gruplarında bu yöntem giderek kalıcı hale gelmiştir. Başta iş hayatına yeni yeni atılmaya başlayan Z Kuşağı Temsilcileri olmak üzere çalışanlar da bu modeli hızla benimsemiş ve hibrit çalışma veya evden çalışma imkanı sunan şirketlere yönelmiş görünmektedir.
Hibrit çalışma modeli, aylık iş gününün belirli günlerinde ofis içerisinde, belirli günlerinde ise ofis dışında çalışma şeklinde uygulanan bir çalışma düzeni olarak tanımlanabilir.
Sonuç olarak son yıllarda yeni uygulanmaya başlayan bu modellerle birlikte insanların şirketleri ve işleriyle olan ilişkileri ile işlerine verdikleri değerlerin ve beklentilerin temelinden farklılaşmaya başladığını düşünebiliriz.
Yeni dönemde en ön plana çıkan unsur iş ve özel hayat dengesi. Başarılı bir kariyer artık ana öncelik olmadığı için iş memnuniyeti çok daha önemsiz bir hal almış durumda.
Bu bağlamda, yapılan araştırmada elde edilen dikkat çekici rakamlardan bazılarını sizinle paylaşmaya devam etmek istiyorum. Çalışmanın sonuçlarına göre çalışanların % 60’ ı iyi bir ruh sağlığını ve iş - özel hayat dengesini başarılı bir kariyere tercih etmeye başlamış durumda. Bununla birlikte başarılı kariyer kavramı da farklılaşmaya başlamış. Şöyle ki insanlar artık neyin önemli olduğu hususunda iyi bir maaş ve iş memnuniyetini benzer oranlarda önemsiyor ve bunu bir kariyer noktası olarak görüyorlar.
İş - özel hayat dengesi artık o kadar ön plana çıkmış durumda ki maaş, eğitim ve gelişim fırsatları ve pek çok cezbedici yan haklardan bile daha öncelikli bir konuma gelmiş.
Araştırmaya göre iş - özel hayat dengesinin iş memnuniyeti üzerindeki etkisi yirmili yaşlardaki çalışanlarda en yüksek oranda. Yaş ilerledikçe bu oran azalmaya başlasa bile yine de her yaş grubunda bu dengenin artık çok önemli olduğundan bahsetmek mümkün. Çocuğu olan çalışanlarla olmayan çalışanlar kıyaslandığında da %52’ ye %48 oranında. Yani birbirine oldukça yakın.
Görünen o ki özellikle pandemi sırasında artan stres ve insanların yeniden keşfettiği özgürlük hissi çalışma kültürünü kalıcı bir şekilde etkilemiş durumda.
İş - özel hayat dengesinin bu süreçte yeniden gündeme gelmesi özellikle küçük ve orta boy işletmelerde üretim haricindeki birimlerde, yetenekli çalışanları elde tutmak veya kuruma kazandırmak istiyorlarsa uzun çalışma saatlerini ve cumartesi mesailerini yeniden gözden geçirmek ve daha verimli çalışma yollarını bulmak zorundalar diyebiliriz.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer önemli bölüm de artık çalışanların sadece % 4’lük bir kesiminin iş arkadaşlarıyla olan ilişkilerini şirket kültürünün bir parçası olarak değerlendiriyor olması. Yani artık sıkça kullanılan ‘’ Biz bir aileyiz’’ söylemi de yavaş yavaş etkisini kaybediyor.
Geçen haftaki yazımda çalışanların %50’ sinin hali hazırda iş arayışı içinde bilgisini paylaşmıştım. Bundan dolayı şirketler, yetenekli çalışanları bünyelerinde tutmak veya şirketlerine bu profile uygun kişileri kazandırmak istiyorlarsa artık maaş politikası, kariyer olanakları ve esnek çalışma uygulamalarını çalışanlarına sunmak zorundalar.
Mesela yetkin çalışanlar artık mevcut şirketlerinden sistemde kalmak için ücret artışı talep etmeyi bırakmış durumdalar. Bu yüzden bu gerçeğe göre işverenler için şirketlerinin ücret politikasını yeniden düzenlenmesi, istenmeyen istifaların önüne geçebilmek adına daha önem kazanmış durumdadır.
İstenmeyen istifaların kuruma vereceği maddi ve manevi zararlar artık giderek daha telafi edilemez boyutlara ulaşmıştır.
Sonuç olarak iş hayatında güncel trendleri takip edemeyen ve çalışanların beklentilerine uyum sağlayamayan kurumları iyi bir gelecek beklememektedir.
Sağlıcakla kalın.