Anadolu’da Bugün Gazetesi’nin çok değerli takipçileri, öncelikle geçen haftaki yazıma göstermiş olduğunuz ilgi ve güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.
Yazılarımda çalışma hayatında hepimizin karşılaştığı sorunları, şirketlerin bugüne kadar bilincinde olmadığı veya yeterince üzerinde durmadığı, aslında çok da önemli olan gelişim alanlarından bahsetmeye ve farkındalık oluşturmaya çalışıyorum. Geri bildirimleriniz bu açıdan benim için oldukça önem taşıyor.
Önceki iki yazımda çalışan bağlılığına ve memnuniyetine en fazla katkı sağlayan konu başlıklarından bahsetmiştim. Bu başlıklardan en önemli olanı kuşkusuz çalışanın işyerinde kendini önemli ve değerli hissetmesi, yeterince takdir görmesidir. Bu yüzden bu hafta yazıma bu konuyla devam etmek istiyorum.
‘’Marifet iltifata tabidir’’ sözünü daha önce duymuş olduğunuzu var sayıyorum. Bu söz yetkinlikleri yüksek ve başarılı insanların ödüllendirilmesi gerektiğini vurgular. Aslında her insan ilk yaşlarından itibaren takdir ve beğenilme duygusuna ihtiyaç duyar. Henüz yürümeyi öğrenmeye çalışan bir bebek bile, düşmeden birkaç adım atıp onu izleyenlerin alkışını aldığında çok mutlu olur ve daha fazla çabalamaya başlar. Bebeğin bu çabasının altında takdir edilme ve beğenilme ihtiyacı yatar ve insan ruhunun tatmin edilmesi gereken, en fazla ihtiyaç duyduğu güdülerden biridir.
Ancak ne yazık ki ülkemizde yerleşik bazı yanlış inanışlardan dolayı ruhumuz genelde bu duygulara aç kalmaktadır. Tıpkı sevgimizi göstermek konusunda olduğu gibi, takdir konusunda da karşımızdaki kişinin şımaracağını düşünerek genelde sevgi ve övgümüzü karşı taraftan gizlemeyi tercih ederiz. Bu yaklaşım maalesef iş hayatında da sıklıkla karşımıza çıkar. Bundan dolayıdır ki başarılarımızın takdir edilmesi her insan için çok önemli iken genellikle bundan mahrum kalırız.
İş hayatında çalışanlar takdir gördüğünde ne gibi faydalar elde edilir?
- Herhangi bir başarısı takdir gören her çalışan bu duyguyu yeniden ve sürekli yaşayabilmek için daha istekli olur ve çok daha fazla çabalar.
- İş ortamında takdir gören bir çalışanın özgüveni yükselir, bulunduğu işyerinde kendini önemli ve değerli hissetmesini sağlar,
- Takdir edilen çalışan iş yerini çok daha fazla benimser. Böylelikle kurum içerisindeki olumsuzluklardan daha az etkilenir ve çözüm üretme konusunda sorumluluk alma eğilimi artar. Aynı zamanda verimi ve performansı çeşitli sebeplerle düşmüş olan diğer çalışanları da motive etmeye gayret gösterir.
- Başarılı çalışanların takdir edildiğini gören diğer çalışanlar da bu yaklaşımdan olumlu etkilenir ve kendileri de bu duyguyu yaşayabilmek adına daha üstün performans sergileme çabası içine girer.
Takdir mekanizmasının sağlıklı işleyebilmesi için kurumlarda etkin iletişim ve geri bildirim mekanizmalarının bilinçli bir kültüre dönüşmüş olması gereklidir. Bundan dolayı özellikle üst düzey yöneticilerin çalışanlarla kurdukları iletişim modeli çok önemlidir. Unutulmamalıdır ki çalışanlar özellikle önemsedikleri yöneticiler veya iş arkadaşları tarafından fark edilmek isterler ve bu kişiler tarafından takdir edilmeleri onlar üzerinde olumlu yönde çok daha fazla ve kalıcı bir etki yaratır.
Peki başarılı çalışanları nasıl takdir etmeliyiz?
Bu sorunun aslında tek bir cevabından bahsedemeyiz. Ancak çalışanı takdir etmenin özünde sağlamış olduğu başarının nelere olumlu etki yarattığını (maliyet düşüşü mü sağladı, müşteri memnuniyeti mi sağladı, rakipleri geride bırakacak kadar iyi bir satış başarısı mı elde etti vb.) vurgulamak vardır. Çalışanın gözünün içine bakılarak ve başarısının ne anlam taşıdığını ifade ederek kurulan bir takdir cümlesi kadar etkili başka bir yöntem olduğunu sanmıyorum.
Elbette kurumlar bunun için pek çok farklı metotlar uygulayabilmektedir. Özellikle çalışan sayısı fazla olan ve daha kurumsal insan kaynakları politikaları izleyen firmalar bunun için ‘’Tanıma-Takdir Sistemleri’’ başlığı altında tanımlanmış ödül mekanizmalarını çalışanlarıyla paylaşmaktadır. Bu programların kapsamında para ödülleri, hediye çekleri, ayın personeli gibi bazı uygulamalar, yazılı teşekkür mektupları, plaket takdimleri gibi uygulamalar şirketler arasında giderek yaygınlaşmaktadır.
Burada bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Başarılı bir çalışanı takdir etmek ile ödüllendirmek aynı şey değildir. İnsanlar öncelikle yaptıkları çalışmaların ve birey olarak kendilerinin fark edilmesini isterler. Aslında en büyük ödül de budur. Çalışanları başarılarından dolayı mekanik olarak ödüllendirmek her zaman istenen etkiyi yaratmayacağı gibi başka bazı dezavantajları da ortaya çıkarır. Örneğin verilen ödüllerin giderek yetersiz bulunması, görev tanımında zaten var olan işleri yapmak için bile bir ödül talebi oluşması ve beklentilerin her zaman artması gibi sonuçlarla da karşı karşıya kalınabilir. Sonuçta çalışanlar için herhangi bir ödülün takdir değeri maddi değerinden daha fazla motivasyon kaynağı yaratır.
Unutmayalım ki pek çok şirket; hiçbir maliyeti olmayan takdir yöntemlerinin gücünü görmezden gelir. Oysa ki her çalışan takdir edilmekten hoşlanır. Çalışanların başarılarını kişisel olarak takdir etmek her zaman çok kolaydır, bunun için dürüstçe ve samimi olarak kurulan bir cümle bile yeterli olacaktır.
Sağlıcakla kalın.