Motivasyon tanım olarak kişinin kendini içsel olarak belirli bir amaca yönelik harekete geçirebilmesidir. İçsel motivasyon ve dışsal motivasyon olmak üzere iki şekilde motive oluruz.
İçsel motivasyon genel motivasyon tanımında olduğu gibi içerden, kendimizi tanımamız sonucunda ve hedeflediğimiz bir amaca ulaşmak adına harekete geçmeyle oluşur. Dışsal motivasyon ise, bizden başka bir rehber eşliğinde “sen yaparsın, sen başarırsın” gibi pozitif söylemlerle kişiyi başladığı ya da başlayacağı işe inandırmasıyla gerçekleşir.
Motivasyonel başarı her alanda karşımıza çıkabileceği gibi genellikle sporcular ve sınava girecek öğrencilerde daha sık karşılaşılan bir durumdur. Sporda ya da öğrencilik yaşamında zaman zaman bireylerde motivasyonel kayıplar görülebilmektedir. Bunun nedeni “yapamazsam kaygısı”dır. Kaygı ise insanın fiziksel ya da psikolojik olarak kendini güvende hissetmemesinden kaynaklanan korkulara bağlıdır. Bu korkuların temelinde ailede ya da okulda maruz kalınan ödül ve ceza sistemi olabilir. Ödül ve ceza sisteminde kısaca şunlar vardır:
“Ders çalışırsan sana istediğin oyuncağı alırım” (dışsal ödül)
“Sınavdan düşük alırsan yaz boyunca evden dışarı çıkmazsın” (dışsal ceza)
Bir güruhun toplu başarısını ilgilendiren takım çalışmalarında ise korku şöyle ortaya çıkabilir:
“Başarılı olurum takım koçu bana aferin der” (içsel ödülün dışsal nedene bağlılığı)
“Başarısız olursam, takımda kimse benimle konuşmaz, yalnız kalırım” (içsel ceza)
Aslında ödül ve cezalar, içsel ya da dışsal nedenlere bağlı olup olmadığı fark etmeksizin kişinin kendi kendinin başarısını, performansını etkileyen nedenlerdir. Bir amaç için harekete geçerken kendimize söylediğimiz motivasyonumuzu artıracak pozitif söylemlerimiz, o amacı gerçekleştirdiğimizi hayal etmemiz ve sahnede başarıyı elde etmek için gösterdiğimiz çaba önemlidir.
Örneğin; bir basketbol oyuncusu maç öncesinde kendine olumlu telkinler verip, topu potaya attığını hayal ederse maç günü maçı kazanması daha yüksek olasılıktır. Tabii aile ve çevresinin, takım arkadaşlarının, antrenörünün vs. desteği de önemli rol oynamaktadır fakat en önemli rol kişinin kendisindedir. Önce maçı alacağına inanacak, kendine güvenecek, “bu maç bende” diyecek, sonrasında ise maçı aldığını, topu potaya attığını, maçı kazandıklarını imgeleyecek (hayal edecek) ve maçı takımca alacakladır.
Olumsuz telkinlere bir örnek verecek olursak üniversite sınavına çalışan 17 yaşında bir bireyin sınava dair çevresinde olumlu konuşmalar mevcut değilse, kişinin kendisi de bu olumsuz konuşmalardan etkilenip, sınavdan iyi bir puan alabileceğine inancı olmaz. Motivasyon içten dışa olduğu gibi bazen de dıştan içe doğrudur. “Bu sene sınavda sorular zor olacakmış”, bu tip cümleler ders çalışan ve çalışmayan bireyleri de olumsuz etkilemektedir. Sınav; çalışma süresi uzun olan ve zaman zaman çalışanların motivasyonunu inişli çıkışlı bir hale getiren maratondur. Kişi, kendini ve çalışma sistemini en iyi kendisi bilir ve belirler. Kimi öğrenciler bir ders programına bağlı olarak rahatlıkla ders çalışabilirken, kimi öğrenciler ise bunu anlık olarak kendileri belirlemek isterler. Böyle süreçlerden geçerken öğrencilere nasıl destek verdiğimiz konusuna dikkat etmek gerekir. Verdiğimiz destek, kurduğumuz cümleler, geleceğe dair öğrencinin paylaşımı, başarısı ya da başarısızlığı olumlu cümlelerle desteklenmeli, hırs yapması için ters psikoloji yapılmamalıdır. Sınava çalışma süresi sadece 1 yıldır, bu 1 yılı verimli geçirmek önemlidir. Ders çalışırken bir yandan da gündemi takip etmek, kitap okumak, film izlemek, müzik dinlemek ekstra motivasyon kaynakları olabilmektedir.
Motivasyon bazı bireylerin kendi içlerinde bulduğu, bazı bireylerinse dışarıdan alarak harekete geçebildikleri eylemselliklerdir. Kişi kendini ne kadar iyi tanırsa, motivasyonunu nasıl dengede tutabileceğini bilir. Bunu defalarca kez denemeler ve aldığı başarılarının ya da başarısızlıklarının sonucunda edindiği deneyimlerine göre yapabilmektedir. Bireyleri başarıya götüren önceden edindiği yaptığı ve yapamadığı performanslarıdır. Hepsi kişisel yaşantıda alınan birer derstir. Başarısızlık, bir motivasyon düşüklüğüne değil, daha iyisini yapmaya sevk ediyorsa kişi daha önceki derslerinden dolayı kendisini tanımıştır. Tam tersi bir durum söz konusu olduğunda ise, kişi henüz çok fazla başarı ya da başarısızlık görmediği için bunu dışarıdan alarak dengede tutmaya çalışıyordur denilebilir. Gün sonunda kendini iyi tanıyan ya da tanıma aşamasında olan herkes dışarıdan da motive edilmek ister.
En büyük motivasyon kaynağımız insanın kendisidir…