Pozitif psikoloji, bireylerin yaşamlarında anlam ve mutluluğu nasıl bulabileceği konusunda bireylere ışık tutan bir bilim dalıdır. Bu alanla ilgili Daniel Goleman'ın Duygusal Zeka ve Sosyal Zeka kitapları, pozitif psikolojinin temel dinamiklerini anlamamızda önemli bir rehberlik sunmaktadır. Goleman, mutluluğun yalnızca bireysel bir hedef değil, aynı zamanda sosyal bir olgu olduğunu vurgular. İnsanların duygusal ve sosyal zekalarını geliştirmeleri, hem kendi mutluluklarını artırmak hem de başkalarıyla daha anlamlı ilişkiler kurmak için kritik öneme sahiptir. Pozitif psikoloji, sadece mutluluk arayışı olarak algılanmamalıdır. Mutluluğun bireylerde nasıl ortaya çıktığını, hangi duygularla mutluluk duygusunu bir arada yaşadıklarını, mutluluğun sebep olduğu pozitif gelişmeleri, sadece tebessüm etmenin bir hasta ya da yaşlı bireyler üzerindeki olumlu yanları gibi değişimleri de farkındalıkla birlikte bizlere gösteren bir alandır.
Goleman, duygusal zekayı “Duygusal Zeka” kitabında, bireylerin kendi duygularını tanıma, yönetme ve başkalarının duygularını anlama yeteneği olarak tanımlar. Ona göre, mutluluk büyük ölçüde kişinin duygusal farkındalığıyla ilişkilidir. "Hayatın kaçınılmaz stres ve zorlukları içinde bile, pozitif bir bakış açısını sürdürebilmek, duygusal zekanın temel taşlarından biridir" diye açıklamaktadır.
Pozitif psikoloji açısından, bireylerin duygusal zekalarını güçlendirmesi, mutluluk düzeylerini artırmanın etkili bir yoludur. Örneğin, öz farkındalığı yüksek bir kişi, olumsuz duyguların kaynağını anlamada ve bu duyguların kontrolünü ele almada daha başarılı olur. Bu da bireyin stresli durumlara daha sağlıklı tepkiler vermelerini sağlar.
Yine Goleman’ın “Sosyal Zekâ” kitabında ise mutluluk yalnızca bireysel bir başarı değil, aynı zamanda sosyal bağlarla da şekillenir. Goleman, insan beyninin empati, iş birliği ve bağlanma üzerine evrimleştiğini vurgular. Ona göre, güçlü sosyal bağlar ve anlamlı ilişkiler, mutluluğun temel yapı taşlarıdır:
"Başkalarıyla bağ kurmak, yalnızca duygusal ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmaz; aynı zamanda yaşamın anlamını bulmamıza da yardımcı olur" diye eklemektedir.
Pozitif psikolojinin de belirttiği gibi, destekleyici ve sevgi dolu ilişkiler, insanların daha mutlu ve tatmin olmuş bir yaşam sürdürmelerine olanak tanır. Goleman’ın eserleri, özellikle empati ve iletişim becerilerinin geliştirilmesinin, bireylerin sosyal çevrelerinde daha derin bağlar kurmalarına yardımcı olduğunu vurgular. Pozitif psikoloji, bireyin güçlü yönlerini keşfetmesi ve bu yönleri geliştirmesi üzerine odaklanır. Goleman’a göre, duygusal ve sosyal zekayı artırmanın yolları şunlardır:
Öz farkındalık geliştirme: Duygusal zekâ; bireyin kendi duygularını tanıması, tanımlayabilmesi, anlaması, kavramsallaştırması, sosyal çevresine duygularını anlatması, yansıtması ve ayna olmasıyla ilgilidir.
Duygudaşlığı güçlendirme: Başkalarının bakış açılarını anlamak, saygı duymak, dikkatle dinlemek, anladığını karşı tarafa belli etmek vb. sosyal bağları kuvvetlendirir ve karşılıklı anlayışı artırır, insan insana kurulan en etkili etkileşimdir. Duygudaşlıkta, birbirimizin yaşadığı duyguyu net anlayabiliriz çünkü duygular evrenseldir fakat birbirimizin hissiyatlarını aynı büyüklükte, coşkuda yaşayamayabiliriz, bireysel duyguların kişilerde yaşattığı duygusal temeller herkeste farklı farklı ortaya çıkmaktadır. Örneğin; sınavdan 80 aldığına bir öğrenci çok sevinirken, bir diğeri bu durum için daha az sevinebilir.
Etkili iletişim kurma: İnsanlar arası bağlantıları sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek, mutluluğun temel taşıdır. Sağlıklı ve sevgiyle kurulan iletişimlerde karşı taraftan alınan yanıtlarda sevgiyle olmaktadır. Mutluluğun dili sevgi, tebessüm, konuşma isteğinden geçer. Sabah işe giderken komşu esnafa günaydın demek, komşuda gülümsemeye sebep olurken o gülümseme bize mutluluk olarak dönmektedir. İletişimde biz ne verirsek karşılığında da onu alırız.
"Mutluluk, başkalarının mutluluğunu artırma çabalarından doğar." (Sosyal Zeka, 2006)
Özetle; Daniel Goleman’ın duygusal ve sosyal zekâ teorileri, pozitif psikolojiye değerli, önemli ve büyük bir bakış açısı sunmaktadır. Hem bireylerin duygusal farkındalıkları hem de sosyal bağların güçlendirilmesi, insanların daha mutlu ve tatmin edici bir yaşam sürmelerine katkıda bulunur. Goleman’ın görüşleri modern psikolojide insanın potansiyelini ve yaşam kalitesini artırma yollarını anlamamızda rehber olmaya devam etmektedir. “İyilik iyidir ve suya atılan bir taş dalgalar halinde onu yayar”. İnsan olmanın en başında mutluluğu kişilerin kendi duygu dünyalarında aramaları ve onu yaymak için çalışmaları gerekmektedir…