Ülkemizde neler oluyor?
31 Aralık 2019... Farklı saat dilimlerinde olsa da tüm dünya yepyeni dilekler ortak umutlar besleyen yeni bir yılı hayal etti. Çünkü insanoğlu, değişmeyen dünya düzeninde zor bir hayat serüveni savaşlar ve sürekli değişen aktörlerin aynı rolleri oynadığını biliyor. Sanırım dünya ona verdiğimiz zararlardan dolayı kendi karanlığında bizimle savaşmaya başladı. Farklı dileklerle de olsa insanların 2020'den ortak beklentisi her şeyin daha iyi olmasıydı. Ama olmadı. Dünyanın korkuyla ve çaresizlikle teslim olduğu koronavirüsü, şehitler, depremler, yangınlar, doğal afetler…
Gelin bir de Türkiye’ye bakalım;
24 Ocak akşamı Türkiye bir kez daha deprem gerçeğiyle yüzleşti. Merkez üssü Elazığ’ın Sivrice ilçesi olan 6,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde 37’si Elazığ’da, dördü Malatya’da olmak üzere en az 41 kişi hayatını kaybetti, bin 607 kişi de yaralandı. Arama-kurtarma çalışmaları sonucunda 45 kişi enkazdan sağ çıkarıldı.
Türkiye’nin yüreğini yakan başka bir afet haberi ise Van’dan geldi. Van-Bahçesaray karayolunda 5 Şubat’ta üzerine çığ düşen minibüsteki 2 kişiyi kurtarma çalışmaları sürerken, can kurtarmaya gidenler bölgeye düşen ikinci çığda canlarından oldu. 41 kişi hayatını kaybetti.
22 Ocak’ta Manisa’nın Akhisar ilçesinde meydana gelen 5.4 büyüklüğündeki ilk depremin ardından kent günlerdir sallanmaya devam etti. 11 Ocak-Silivri açıklarında Richter Ölçeğine göre 4,9 büyüklüğünde deprem meydana geldi.
6 Temmuz – Çanakkale – Gelibolu, Ilgar dere mevkiinde 450 hektar orman yandı. Çanakkale Boğazı'nda ulaşım durduruldu.
23 Ağustos-Giresun’da sel ve heyelan felaketi meydana geldi. 6 kişi hayatını kaybetti. Adana’da hâlen orman yangını devam ediyor.
Bu durumların birçoğunda insan faktörü bulunuyor. İnsan faktörünün bulunmadığı tek afet deprem, bunun haricinde dolaylı ve dolaysız yollardan insanların doğaya verdikleri zararalar kaynaklanıyor. En başta Giresun’daki sel felaketini ele alalım. Buradaki Dereli ilçesi adından da anlaşılacağı üzere dere yatağı üzerine kurulmuş. Aşırı yağışlarda derenin taşması her halükarda önceden bilinmesi gerekiyor. Buradaki temel sorun ilçenin dere yatağı üzerinde kurulması…
İnsan eliyle doğaya müdahale edilince böyle bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz.
Sel baskınından alacağı temel ders de zaten bu yönde.
En önemli ve asil konu orman yangınları
Şu anda hâlen Adana’da orman yangını devam ediyor. Bu yangınların yüzde 90’ın insan odaklı meydana geliyor. Binlerce hektar ormanlarımız cayır cayır yanarken, vatandaş olarak bilinçlenmemiz halen çok düşük seviyelerde…
Orman yakma suçu Anayasamızda affı olmayan tek suç. Zaten ülkemizde ormanlar erozyon ve tahribattan dolayı gün gün azalırken, yangınlar ise ormanlarımızın yok olmasını daha çok hızlandırıyor. Ormanları korumak sadece Bakanlığın işi değil hepimizin en asli temel görevleri arasında olmalı. Gelin hep birlikte bilinçlenelim, geleceğimize tertemiz hayatlar bırakalım.