Covid-19’a yakalanma korkusu ve yaşanan panik atmosferi herkesin psikolojisini bozdu. Resmen bir savaş döneminin içerisindeyiz. Hani derler ya “70’li, 80’li yıllarda kurşun kimden, nereden gelecek, hangi örgüt, teşkilat yolumuzu kesecek diye korkardık” diye. Şimdi de virüs nereden gelecek diye korkuyoruz.
Tarihte de birçok kez, pek çok yerde korkuların kriz doğurduğunu görürüz. Savaş dönemlerinde, büyük salgınlarda, doğal afetlerde hep zenginler türüyor. Kriz dönemi zenginleridir bunlar. Bu tür dönemlerde fırsatçılar sahaya iner, piyasaya çıkar, stoklar yapılır ve dolayısıyla fiyatlar yükselir. Olan da hep halka olur. Bazı tüccarlar son pandemi dönemini iyi değerlendirip, maske, solunum cihazı, enjektör, ateş ölçer gibi ürünleri piyasaya sürdü. İyi kazandılar. Şimdi bir komplo teorisi uydurmuyorum. Buraya kadar dediklerim işin gerçeği ve yaşanılanlar.
Dedim ya ‘fırsatçılar’ diye. Bu fırsatçılar salgın döneminde yine sahada. Pazarlarda, marketlerdeki fiyatları herkes görüyor. Birçok üründe fahiş fiyatlar, gramaj oyunları devam ediyor. Bu iş devlet erkanının da kulağına gitmiş, canları sıkılmış. Beyanları bu. ‘Fahiş fiyat ve gramaj denetimleri başladı, sürüyor, cezalar yağdı’ gibi haberleri sıklıkla görüyorsunuz. Gazeteciler olarak bizler de sizin gibi “İnşallah” diyoruz.
Hemen hepimizin yurtdışında yaşayan eşi, dostu, akrabası vardır, “Pandemi dönemini falanca ülke nasıl geçiriyor” diye sorduğumuz. Herkesin söylediklerini topladığımızda şu sonuç çıkıyor; İsraf yapmaktan kaçınan, ekonomide son derece temkinli, üreten, geliştiren, ürettiğini ve geliştirdiğini hem yerel hem de küresel çapta pazarlayabilen ülkeler, salgın sürecini ekonomide minimum düzeyde zararla geçiriyor. Esnaf ve sanatkarları bizim esnaflarımıza göre daha az sıkıntı çekiyor.
Son dönemlerde televizyonlara çıkıp, gazetelere demeç verip, sosyal medyada mesajlar paylaşıp; “Hazinemiz yeterli değil, bu ülkenin birikimleri eriyor” diyen çok. Bir yandan kendimizi virüsten korumaya çalışırken, diğer yandan ‘paramız gerçekten kalmadı mı?’ korkusu da peyda oldu…
Az korkmak dileğiyle. Hoşça kalın.