Şehirlerarası seyahat etmenin lüks haline geldiği günlerden geçiyoruz. Böyle devam ederse şehirlerarası seyahat eden insanlara da “Şanslı azınlık” ya da “Zengin” denecek. Her neyse bu mevzuya daha sonra daha detaylı bir şekilde değiniriz…
Uçakla seyahat edenler bilir; lütfen kemerlerinizi bağlayın, koltuklarınızdan kalkmayın şeklinde anonslar yapılır. Hala var mı bilmiyorum, muhtemelen vardır bu anons işi. Yani bu anons diyor ki; kalkışta da inişte de sıkıntı, tehlike olabilir tedbir al ve ne olur ne olmaz kemerin bağlı dursun. Yoksa bir türbülansa falan gireriz, kendini uçağın herhangi bir yerinde bulabilirsin. Dolayısıyla bu kemer bağlama hadisesi önemli.
“Yahu bu uçak, kemer falan ne diyor Allah aşkına” diye düşünüyor olabilirsiniz. Düşünmeyin. O kemerin bir de sıkılması var. Mevzuyu oraya getireceğim, yolunu yapıyorum. Hah işte bu kemer sıkmayı ‘şanslı azınlığın’ dışındaki herkes bilir. Dünyada en çok kemer sıkan millet bizim milletimiz olabilir. Bu millet daha iyisini hak etmiyor mu? Ediyor. Ha, zaman zaman benim de sizler gibi, “Millet buna müstahak ağabey” dediğim oluyor ama o anlarda dilimin söylediği ile kalbimden geçen çok farklı.
Ben iktidarın son dönemlerde halkın sorunlarını artık gördüğünü düşünüyorum. Hayat pahalılığı artık kabul edilen bir şey. Hayat pahalılığının nedenleri sıralanıyor. Geçen hafta da demiştim; millet sorunların nedenleriyle ilgilenmez, sonuç ister.
Gıdada, enerjide zamların önüne geçilemiyor. 20 TL artık hiçbir kıymeti olmayan bir para haline geldi. Böyle giderse 50 TL de bozuk para gibi olacak artık. Maalesef, ekonomide işler daha da kötüye gidecek gibi görünüyor.
Halkın kemer sıkması yetmiyor demek ki. Detaylarını çok da fazla hatırlamıyorum ama ana hatlarıyla hatırlıyorum; Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan kamuda tasarruf tedbirlerini açıklamıştı. “Bu tedbirlere uyarsak ekonomi düzelir” demiyorum, sadece soruyorum. Kamuda tasarruf tedbirlerine ne kadar uyuluyor? Lüzumsuz harcamalar kesildi mi? İsraftan uzak duruluyor mu? Takdiri size bırakıyorum.