Şöyle bir baktım da hem benim hem de gazetemizdeki diğer köşe yazarı arkadaşların son dönemlerde en çok değindiği konulardan biri ekonomideki tablo. Halkın gündemi bu olunca ister istemez bu konuya değinmek durumunda kalıyoruz. Hem sizler gibi fahiş fiyatlara maruz kalıyor, bir de bunu yazarak daha da sıkılıyoruz. Belki de sıkıyoruzdur sizleri. Ama dediğim gibi halkın gündemi bu. O zaman ne yapayım, mevzuyu farklı bir şekilde ele alayım. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce…
Fiyatların fahiş boyuta gelmesinin nedenlerinden birinin fırsatçılık olduğunu biliyoruz. Vicdansızlık, insafsızlık almış başını gidiyor freni patlamış kamyon misali. Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır. ‘Merhamet etmeyene, merhamet edilmez’ yazmıştım. Kimin sözü bu? Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) Hadis-i Şerif’i. Mevzuyu buradan, bu açıdan ele alalım.
Yalansa yalan deyin; öleceğini bilerek yaşayan tek varlık insanoğludur. Dolayısıyla mezarlıklar günün birinde her birimizin daimi olarak ikamet ettiği yer olacak. Çoğunuz cenaze görmüşsünüzdür. Getiriliyorlar, yıkanıyorlar, gömüyorlar. Buraya kadar yapılan muamele herkese aynı, eşit. Eşit olmayan tek şey kefenin ebadıdır. Boya, kiloya göre değişir. Zemin -1’inci kata gömülüyorsun. Gömüldüğün yerde dünya kadar mal ve mülk senin üzerine de olsa –Mülk Allah’ındır, sahip değilsin- fark etmez.
Ey fani dünyada gözü doymayanlar! Bozgunculuk yapanlar! Fırsatçılık yapıp, milleti zorlayanlar. Günaha, harama, faize teşvik edenler! Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamayın, helak olursunuz. Tövbe edin! Yoksa dünyada gözü doymayan herkesin gözünü doyuracak kadar toprak mezarda. İnanmayan gidip baksın. Ama şunu da bilin ki; toprak gözünüzü doyurur da günahlarınızı örtmez.
Gelin, ümmeti Muhammed’i zora sokmayın. “Allah” deyin, dosdoğru olun. Yoksa mezara girince de söylettirirler de iş işten geçmiş olur. Unutmayın; kaçış yok, toprak çok…