Geçtiğimiz hafta annem Kübra Anbar’ı Hakk’a uğurladık. Bizlerle acımızı paylaşan, evimize gelerek taziyede bulunan, telefonla arayan, mesaj atan herkese teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun. Allah, anneme rahmeti ile muamele eylesin inşallah.
Sizler de düşünür müsünüz, yoksa ‘kanamayan yarayı kaşımayanlardan’ mısınız? Mezarlıkların başında yazar; “Her nefis bir gün ölümü tadacak” diye. İnsanlar sanki ona sadece bakıp, geçiyormuş gibi geliyor. Davranışlarına, hal ve hareketlerine baktığın zaman bu çıkarımda bulunabilirsin kolayca. İnsanoğlu aklına getirmiyor, getirmek istemiyor ama ölüm de var. Ölümü tadacağız madem, kendimize soralım, doğru işler yapıyor muyuz bu imtihan dünyasında diye. Hepimiz bunu düşünsek ve buna göre hareket etsek daha iyi olacak gibi geliyor sanki her şey. Aldığımız nefesi en iyi şekilde değerlendirmemiz lazım. Daha fazla insanlara faydalı olmak için çalışmamız, çabalamamız, karşılıksız iyilik yapmamız gerekiyor.
İşte kutlu bir güne daha eriştik; Berat Kandili. Çok şükür, Allah’a hamdolsun. Berat demek, bağışlanmak demek. İşte bir fırsat. Tertemiz, yepyeni bir sayfa açalım. Yenilenelim ve kendimize gelelim. Dargınlıkları bir kenara bırakalım. Birlik olmaya, beraber olmaya ihtiyaç duyduğumuz dönemlerden geçiyoruz. Ölüm gerçeğini hatırlayıp, hata ya da hatalar yapılmamasına sadece bizim değil aslında tüm dünyanın ihtiyacı var. Ancak biz yine de önce kendimizden başlayalım. “Ben değişirsem, her şey değişir” düşüncesi ile hareket edelim.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV), Berat Gecesi’nin önemini anlatırken, “Bu yıl içinde doğacak her çocuk, bu gece deftere geçirilir. Bu yıl içinde öleceklerin isimleri, bu gece özel deftere yazılır. Bu gece herkesin rızkı tertip olunur. Bu gece herkesin amelleri Allah’a arz olunur” buyurmuşlardır. Tüm İslam aleminin Berat Kandili mübarek olsun. Bu kutlu gece kurtuluşa vesile olsun.
Kalın sağlıcakla.