Hatırlayacaksınız; bundan 2 hafta evvel ‘Cüzdanlardaki Kıtlık’tan bahsetmiştim. Her türlü imkana sahip olduğumuzu ancak vatandaşın alım gücünün olmadığını ifade etmiştim. Bu hafta da yine hayatın gerçeklerine değineceğim.
Fahiş fiyatların piyasayı esir aldığına herkes, “Tamam, eyvallah, aynen” diyor mu? Diyor. Hemen her kalemde fiyatların giderek tırmandığını ak olan da görüyor, kara olan da. Bu fiyatların neden böyle olduğunu sorduğumuzda karşımıza çıkan cevap girdi maliyetleri oluyor. Araştırdığımızda diyoruz ve kabul ediyoruz ki girdi maliyetleri artmış vaziyette. Ancak maalesef, olmasa pek güzel olur ama piyasada spekülasyonların olduğu da bir gerçek. Birilerinin fiyatları şişirdiklerini görüyoruz. Birileri pek sıkılmış tarlada üreticinin sattığı ürünün fiyatı ile markette satılan ürün fiyat farklarına dair haberlere. Hep aynı şeyler yapılıyormuş, zamanı gelmişmiş. E kardeşim gereken yapılıyor mu? Yapılmıyor ki bu haberler yapılıyor. Sıkıldıysan çık hesap sor.
Bazı tüketicilerin market raflarında yer alan fiyatlar ile kasada uygulanan fiyatların farklı olduğunu öne sürdüklerini duyuyoruz. Uzunca bir süredir ürün ağırlıklarının doğru olmadığı yönünde şikayetler var, bunları birçoğunuz görüyorsunuzdur. Hep diyoruz “etkin denetim şart” diye. Bir kez daha demiş olalım.
Yazılarımda böyle daldan dala atlamayı pek sevmiyorum ama bu hafta değinmek istediğim bir konu daha var. Konya’da trafik her geçen gün daha sıkıntılı bir hal alıyor. Bunun çözümü için bir takım çalışmalar var, yok demiyoruz. Metrodan, banliyöden de bahsetmek istemiyorum ve sormuyorum bile. Çevre Yolu da birçok kez yazıldı çizildi ona da girmiyorum. Ama bu trafik nedir? Tek tek noktaları yazmak istesem bana ayrılan yer müsaade etmez buna. Birçok noktada sabah, akşam tam manasıyla bir kargaşa yaşanıyor. Çözüm velespit mi? Bakalım önümüzdeki günler neler gösterecek. Hayırlısı olur inşallah.
Sağlıcakla kalın.