Son dönemlerde başımıza neler neler geldi. Ne musibetlerle karşı karşıya kaldık. Fakat insanoğlu akıllanmıyor, bilinçlenmiyor. Zarar vermeye devam ediyor. Önlemler alınıyor, yasaklar getiriliyor ama dinleyen, uygulayan yok.
Olup bitenlerden nasıl ders çıkarılmıyor anlayabilmiş değilim. İnsanlar hala doğaya zarar veriyor. Nasıl mı? Birileri şehrin göbeğinde havai fişek atıyor. Gece gündüz fark etmiyor da onlar için. Evet, evet gündüz vakti havai fişek atan var. O kadar ormanlık alan yandı, herkes sayfalarca haber yazdı, televizyonlar bangır bangır bağırdı. Hala nasıl bu kadar duyarsız olunabiliyor?
Çılgınca havai fişek atıyorlar. Hadi diyelim –ki olması mümkün değil de- orman yangınlarından haberleri yok. Yatağımızdan fırlıyoruz korku ile. Biz bile böyleyken evlerdeki çoluk, çocuk, bebek, yaşlılar ne kadar korkuyordur. Kulakları sağır edecek bir ses. İnsan bir düşünür bunları. Önemser.
Bu maytap, havai fişek hastalığından vazgeçmesi lazım acilen insanların. Kamu kurumları defalarca bu meseleye ilişkin kararlar, önlemler aldı. Ama caymıyor yine birileri. Yeter artık. Bu meret kuşlara, zarar veriyor. Hayvancağızlar ölüyor. Bu zulüm değil de nedir?
Hadi buraya kadar ikna olmadılar diyelim. Şöyle söyleyeyim; Sakarya’da yaşanan hadiseyi hatırlar mısınız? Şöyle bir hafızanızı tazeleyin. Her şeyden çok değer verdiğimiz Mehmetçiklerimiz can vermişlerdi havai fişek yüzünden. O gün bu gündür ne zaman havai fişek patlasa benim aklıma o hadise geliyor. Şehit düşen yiğitlerimizi hatırlıyorum. Siz de hatırlayın…